Neymiş bakalım, resen atama nedeniyle ‘Aile Yılı’nda öğretmen ailelerin ikiye bölünmesi, hem de tam orta yerinden, demekmiş, özeti bu bizce. Peki, norm fazlası ne demekmiş? Kısaca ‘aynı branşta birden fazla öğretmen varsa hizmet puanı en düşük olan öğretmen norm fazlası oluyormuş’. Resen atama ne diyormuş; ‘devletin veya bir kamu kurumunun, kendi inisiyatifiyle herhangi bir başvuru veya istek olmaksızın gerçekleştirdiği atama işlemiymiş’. Araştırdık, okuduk ve öğrendik. Devam... Hani 2025 yılı Aile Yılı olarak kabul gördü ya o zaman soru şu, binlerce öğretmeni resen atama ile eşlerinden çocuklarından ayıran bi sistem mi? Meali bu mu?

***

Şimdi, norm fazlası öğretmenler resen atamayla ailelerinden koparılarak kilometrelerce uzağa atanmış, öğretmenler eşlerinden çocuklarından ayrılmış. Ee n’oldu? Hani 2025 Aile Yılı’ydı. Piyango değerli öğretmenlerimize mi vurdu? Norm fazlası öğretmenlerin, ilçeler arası resen atamalarının iptalini istiyormuş eğitim sendikaları. Elbette tepki yüksek. Yeni eğitim öğretim yılı, öğretmen yer değiştirme takvimine göre norm fazlası öğretmenlerin il içi tercihe bağlı atamaları yapılmış. Ataması gerçekleşmeyen ve tercihte bulunmayan öğretmenlerin resen atamaları da yapılmış ve defter kapanmış. Söylenen bu.. Sonuç mu? Sonuç ailesinden koparılan öğretmenin yaşlı gözü.

***

Aile bütünlüğünün sağlanması konusu ile ilgili konunun uzmanları ‘Söz konusu atamalar nedeniyle öğretmenlerimizin yalnızca aile birliği parçalanmakla kalmayacak, aynı zamanda küçük yaştaki çocuklarının eğitim hayatı ve bakım sorumlulukları da ciddi biçimde aksayacaktır. Bu durum, hem aile düzeninin hem de çocukların eğitim hakkının güvence altına alınmasına da engel olacaktır’ diyor. Konuya ilişkin son cümlemiz öğretmenlerin yer değiştirme duyurusunun yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle resen atamalar yargıya taşınmış.

***

Gündemden çok yorulduk öyle değil mi? Haber sersemi olduk, bir hengame içindeyiz. Enflasyon emeklinin ocağına ateş düşürmüş, geçim her şeyin belirleyicisi olmuş. Ya üniversiteli ne yapsın? Bir öğrencinin gideri olmuş mu sana asgari ücretin iki üç katı. Barınma, fatura falan derken yetmedi yeme, içme, binlerce liralık ders kitapları, dijital harcamalar falan. Oysa eğitim anayasal hak değil mi? Ne diyordu ekonominin patronu, “Türkiye’de fırsat eşitliği var”. Yorum sizin olsun. Bizden bu kadar. İyi bir hafta diliyorum, kalın sağlıcakla.