Sevdiğimiz biri için yaptığımız fedakarlıklar bizlere yük olmaz. Olmamalıdır da. 
Ben de Milo için yaptığım hiçbir fedakarlıktan pişman olmadım. Çünkü bunlar benim için pişmanlık statüsüne girecek durumlar bile değildi. Ben sadece tercihimi Milo’dan yana kullanmıştım.
İçten gelen davranışların olumsuzlukları olmaz. Tercihlerimiz bizim kararlarımızdır ve ben Milo ile birlikte olmaktan yana kullandığım tercihlerimin sorumluluğunu alabilecek olgunluktaydım. “Henüz 15 yaşında, ne sorumluluğu?” diye sorabilirsiniz. Elbette bu durum ilk başta bu bilinçle başlamamıştı. Hayattaki önceliklerimizin farkına vardığımızda, hepimizde oluşması gereken bu sorumluluk bilinci bende de yavaş yavaş oturmuştu.
Hayatımızın her döneminin değişkenlik göstermesiyle birlikte, bazı temel taşları oluşturan öncelliklerimizin yerlerine erken zamanlarda oturması, karakter oluşumu için de fayda gösterir. Önceliklerimiz elbette değişebilir ama bazı değerler aynı kalmalıdır.
Milo ile geçirdiğim süreç boyunca önceliklerim değişse bile Milo’nun yeri hiç değişmedi. Okul zamanları önceliklerim derslerimken de Milo ile vakit geçirirdim ve önceliğimi ona ayırırdım. İşe başladığım zamanlarda ise işim tabii ki önceliğimdi ama ondan öncesinde Milo’yu gezdirmemin önüne geçemezdi.
Dalgalı sularla boğuşmak istemsiz bir öncelik haline geldiğinde bile ‘Milo’ taşı, hiçbir şeyin önüne geçemedi.
Hayatımızda yaşadığımız her an, her durum değişkendir. Önceliklerimiz arasında bazı taşların yerlerinin değişmesini normal karşılayabiliriz ama bazı temeller sağlam kalmalıdır. Yoksa inşa ettiğiniz tüm değerler başınıza yıkılabilir.
Bu bilince sahip olmak, tercihlerinin ve önceliklerinin arkasında durmak her zaman kolay olmamakla birlikte arkanıza dönüp baktığınızda; sergilediğiniz duruşunuzla gurur duymanızı beraberinde getirir. 
Bir hayvan sahiplenmek ya da hayatına birini dahil etmek… Birçok örnek ile taçlandırabileceğim bu durumun tek bir görüntüsü var aslında: Hayattaki önceliklerini belirlerken sağlam değerleri yerinden oynatmamak.
Fani dünyanın gelip geçiciliği, bilinen bir durumdur. İnsanın geriye dönüp baktığında öncelik verdiği değerlerinden pişman olması; bir ömrü yanlış yaşamak gibi hissettirir.
Ben geriye dönüp baktığımda verdiğim önceliklerden ve kararlardan mutluluk duyan biriyim. Sizin de böyle olma zorunluluğunuz elbette ki yok fakat hangi yaşta olursak olalım yanlış bir olgudan vazgeçmek herkes için mutluluktur.
Milo ile yaşamımdaki tüm tercihlerimi ve Milo’yu önceliğim yaptığım tüm durumları kabul ediyorum. Onun için vazgeçtiğim şeylere hiç dönüp bakmıyorum. Ve en önemlisi bu konuda hiçbir zaman ‘keşke’ demiyorum.
Sizler de tercihlerinizin sorumluklarını alarak hayatınızdaki önceliklerinizi iyi belirleyin. Sonrasında kayıplarınızla baş başa kaldığınızda, içinizde büyük bir keşke ile yaşlı gözlerinizle boşluğu seyretmeyin…