Yerel seçimler geçti. Antalya’da 19 ilçeden 16’sını ve Büyükşehir Belediyesi’ni CHP aldı. Kumluca da yabancıya gitmedi. Genel seçimlerin ittifak ortağı, 6’lı Masa’nın bileşenlerinden DP kazandı Kumluca’yı da. Aslında CHP’lilerin desteği ve takviyesiyle kazandığını söyleyebiliriz. Sağır sultan da biliyor zaten bunu. Mevzuyu dağıtmadan asıl konumuza gelelim. CHP, sadece Büyükşehir Belediyesi olarak değil, Antalya’nın neredeyse tamamı, bütün varlığı, ilçeleri olarak da ana sorumlu haline geldi. Yani Antalya’da kesin bir CHP iktidarı var. Bu da kentte her ne olursa olsun gözlerin hemen CHP’ye çevrilmesine yol açıyor. Her ilçede ayrı bir belediyecilik yapılması artık pek mümkün ve anlaşılır değil. Bir ilçede olandan diğer ilçedeki vatandaşın yararlanamaması söz konusu olamaz. Bütünlüklü bir görüntü, belediyecilik anlayışı, ideoloji ve siyasi refleks gerekiyor. Sözün özü, Antalya’nın her köşesine ulaşan, her noktaya dokunan bir hizmet standardı ve birliği gerekiyor.

Metro artık acil bir ihtiyaç

Büyükşehir Belediyesi’nin kent merkezindeki trafik sorununu çözmek için attığı adımlar önemli. Kent trafiğinin yer altına alınması lazım. Bu uzun zamandır dillendirilen bir konuydu zaten. 20 yıl önce uzmanlar ya lastik tekerlekli ulaşım ya da metro öneriyordu. O günün şartlarında metro pek mümkün değildi. Bunu kaldıracak ekonomi ve nüfus yoktu Antalya’da. Fakat yapılan bütün projeksiyonlar kısa bir süre sonra metronun vazgeçilmez olacağını gösteriyordu. Belli ki artık o şartlar oluştu, metronun zamanı geldi. Bu tür projeler zaten büyükşehir belediyelerinin görevi. Antalya’ya bir metro yapılırsa, sonuçta bu kent merkezini rahatlatacak. İlçeleri ilgilendiren bir yönü fazla yok. Oysa Antalyalıların sadece kent merkezinde değil, ilçelere doğru da bir ulaşım problemi var. Raylı sistemin Alanya’ya doğru uzatılması hep bir fantezi olarak gündemde… Seçim vaadi olarak da ortaya salınıyor, ama şimdiye kadar atılmış somut bir adım yok. Özellikle iktidar partisi bu vaadi tepe tepe kullandı şimdiye kadar, sonra anında unutuldu.

Alanya’ya doğru seyre çıksak

Alanya’ya doğru uzatılacak bir raylı sistem Antalya’nın doğusunu çok hızlı ve konforlu bir şekilde merkeze bağlayacaktır. En başta kent ekonomisini büyüten bir girişim. Üstelik iki havaalanı arasında, yani Antalya ve Gazipaşa havaalanları arasında bir aks oluşturur. Antalya merkezi doğuya, doğudaki hareketliliği de merkeze taşır. Alt alta daha bir dolu yarar, gereklilik eklenebilir. Sonuçta Antalya’yı genişletecek,  geliştirecek bir çaba. Tabii ucu merkezi iktidara bağlanıyor. Bu tür projeler Ankara’dan bağımsız gerçekleştirilemez. Bir dolu bürokrasisi, izni, kefilliği, ruhsatı, kağıdı, küreği var. Fakat raylı sistem hazır EXPO’ya kadar uzanmışken, biraz daha ötelere de gitse ne güzel olur diye içimizden geçiriyoruz.

Aracı olmayanlar da gidebilsin

Bütün ilçeleri kapsayan hizmet birliği, hizmet standardı derken tramvayı, metroyu kastetmiyoruz tabii ki. Örneğin bütün ilçelerin tek ağızdan, tek kalemden, tek çatıdan tanıtımı faydalı olur. Aracı olmayan bir Antalyalının, bütçesi sınırlı bir ailenin bu geniş coğrafyadaki belirli yerlere, kültürel miras alanlarına, tarihi merkezlere,  antik kentlere ulaşabilmesi önemli bir hizmet… Belediyeler halkı buralara ulaştırmakla yükümlü aslında. Böyle bir ihtiyacın varlığı henüz bilince çıkarılmış, yeterince kavranmış değil. Belediyenin bu anlamdaki fonksiyonu da fazla bilinmiyor. Çok basit bir örnek verelim: Antalya merkezin hemen kenarında duran, ‘işte şurada’ diyebileceğimiz kadar yakın Termessos kentine, arabası olmayan insanlar nasıl ulaşabilir? Oysa bu insanları oraya ulaştırmak belediyenin görevi… Bunun için yöntem geliştirmesi, çözüm üretmesi gerekiyor. Bu ve benzeri projeler, Antalya’nın bütününü kapsayan, her karışına seslenen ihtiyaçlardır.