Doğu Anadolu Bölgesi'nin önemli yerleşimlerinden biri olan Elazığ’ın Palu ilçesi, köklü geçmişi ve stratejik konumuyla tarih boyunca pek çok medeniyetin gözdesi oldu. Murat Nehri kıyısında, sarp kayalıklar üzerine kurulan Palu, özellikle kale ve çevresindeki arkeolojik kalıntılarla dikkat çekiyor. İlçenin tarihi, Urartular dönemine kadar uzanıyor. M.Ö. 9. yüzyılda Urartu Krallığı’nın doğu sınırında yer alan Palu, bu uygarlığın izlerini taşıyan kalıntılarla zenginleşti. Özellikle Palu Kalesi, Urartuların savunma mimarisinin izlerini günümüzde dahi gözler önüne seriyor.

Tarih sahnesinde sırasıyla Persler, Roma ve Bizans İmparatorluğu’nun yönetimine giren Palu, Malazgirt Zaferi sonrasında Selçukluların, ardından da Artuklular ve Akkoyunluların hâkimiyetine geçti. 1515 yılında Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı topraklarına katılan ilçe, bu dönemde idarî ve ticari açıdan gelişim gösterdi. Osmanlı arşivlerinde ‘Palu Sancağı’ olarak anılan bölge, Elazığ’ın Keban ilçesi ile birlikte bölgenin idari merkezlerinden biri oldu vecami, medrese, han ve hamam gibi pek çok yapının inşasına sahne oldu. Günümüzde bu eserlerden bir kısmı ayakta kaldı bazıları ise arkeolojik kalıntı olarak varlığını sürdürüyor.

PEKİ, PALU İSMİ NEREDEN GELİYOR?
İlçenin adı üzerine yapılan araştırmalar, Palu isminin yüzyıllar öncesine dayandığını ortaya koyuyor. Tarihçiler, Palu isminin kökenine dair farklı görüşler ileri sürüyor. Bunlardan biri, ismin Urartu dönemine kadar uzandığı yönünde. Urartuların bölgede hâkimiyet sürdüğü dönemde ‘Palu’ benzeri yer adlarına rastlandığı, bu adların kaya ve su anlamlarına gelen yerel dillerden türemiş olabileceği değerlendiriliyor. Bir diğer görüş ise ismin Arapça kökenli olabileceği. Bazı kaynaklara göre, ‘Palu’ kelimesi Arapçada ‘tepe’ veya ‘yüksek yer’ anlamına gelen ifadelerle benzerlik taşıyor. Bu teori, Palu’nun yüksek kayalıklar üzerine kurulu olmasıyla örtüşüyor. Osmanlı arşivlerinde de Palu adına sıkça rastlanıyor. 16. yüzyıla ait tahrir defterlerinde ‘Palu Sancağı’ olarak geçen bölgenin, o dönemde idarî bir merkez olduğu ve isminin Osmanlı döneminde de aynen korunduğu belirtiliyor. Bu da Palu isminin köklü bir yerleşim geleneğini yansıttığına işaret ediyor.

Muhabir: YUSUF ÖZTÜRK