Karabük’e bağlı Safranbolu ilçesi, tarihi dokusu ve Osmanlı mimarisinin en özgün örnekleriyle Türkiye’nin kültürel miras açısından en önemli noktalarından biri olmayı sürdürüyor. Yüzyıllar boyunca Anadolu’nun önemli ticaret merkezlerinden biri olan Safranbolu, kervan yolları üzerindeki stratejik konumuyla dikkat çekiyor. Osmanlı döneminde büyük bir gelişim gösteren ilçe, geleneksel konakları, hanları ve çarşılarıyla geçmişin izlerini günümüze taşıyor. Arkeolojik bulgular, Safranbolu ve çevresinde ilk yerleşimlerin M.Ö. 3000’lere kadar uzandığını gösteriyor. Hititler, Frigler, Lidyalılar ve Persler gibi birçok uygarlığın izlerini taşıyan bölge, M.Ö. 4. yüzyılda Büyük İskender’in Anadolu seferi sırasında Makedon hâkimiyetine geçti. Daha sonra Pontus Krallığı, Roma ve Bizans dönemlerinde de önemini koruyan Safranbolu, o yıllarda ‘Dadybra’ adıyla anılıyordu.
45149310Aa16Aedf7803E583761B2D87E1009D34

1071 Malazgirt Zaferi’nin ardından Türklerin Anadolu’ya girişiyle birlikte Safranbolu da Türkmen boylarının yerleşim alanlarından biri oldu. 12. yüzyılda Selçuklu Devleti’nin egemenliğine giren bölge, 14. yüzyılda Candaroğulları Beyliği’nin yönetimine geçti. Ancak bu hâkimiyet uzun sürmedi ve Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid, 1392 yılında Safranbolu’yu Osmanlı topraklarına kattı. Osmanlı döneminde özellikle 17. ve 18. yüzyıllarda büyük bir gelişim gösteren Safranbolu, İstanbul-Sinop ticaret yolu üzerindeki konumuyla önemli bir konaklama ve alışveriş merkezi hâline geldi. Bölgedeki hanlar, camiler, hamamlar ve çarşılar, Osmanlı’nın gelişmiş ticaret ve şehircilik anlayışını yansıtıyordu. Safranbolu evleri ise dönemin sosyal ve kültürel yapısını en iyi şekilde günümüze taşıyan örnekler olarak dikkat çekti. Kentin tarihi çarşısı, demirciler, bakırcılar ve yemeniciler gibi geleneksel zanaatların sürdüğü dükkânlarla doluydu. Cinci Hanı ve Hamamı gibi yapılar, bölgedeki ticari canlılığın en önemli göstergelerindendi.
Istockphoto 527762281 612X612

Osmanlı’nın son döneminde önemini büyük ölçüde koruyan Safranbolu, Cumhuriyet’in ilanından sonra da tarihi kimliğini muhafaza etti. 1927 yılına kadar Kastamonu’ya bağlı olan ilçe, daha sonra Zonguldak’a bağlandı. 1995 yılında Karabük’ün il olmasıyla birlikte buraya bağlanan Safranbolu, aynı yıl UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alındı. Bugün Safranbolu, koruma altına alınan tarihi konakları, taş sokakları ve kültürel mirasıyla ziyaretçilerini geçmişe yolculuğa çıkarıyor. Türkiye’nin en iyi korunmuş Osmanlı şehirlerinden biri olarak gösterilen ilçe, turizm açısından büyük bir çekim merkezi olmaya devam ediyor.

PEKİ, SAFRANBOLU İSMİ NEREDEN GELİYOR?
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Safranbolu, adını dünyaca ünlü safran bitkisinden alıyor. Yüzyıllardır bölgede yetiştirilen ve gramı altınla yarışan bu değerli bitki, ilçenin ismine ilham kaynağı oldu. Tarihte farklı isimlerle anılan Safranbolu, antik dönemde Dadybra, Bizans döneminde ise Theodoroupolis olarak biliniyordu. Türklerin bölgeye yerleşmesiyle birlikte Zalifre adı kullanılmaya başlandı. Osmanlı döneminde ise bölgede yetiştirilen safran bitkisi nedeniyle kentin adı Safranbolu olarak değiştirildi. Bugün de ilçede safran üretimi devam ediyor. Yüksek kalitesiyle dünya çapında tanınan Safranbolu safranı, ilaç ve gıda sektöründe tercih edilen en değerli ürünler arasında yer alıyor.
Safra

Muhabir: YUSUF ÖZTÜRK