Konya’nın güneybatısında yer alan Seydişehir, tarihi geçmişi, sanayi yatırımları ve doğal güzellikleriyle parlıyor. Hititlerden Osmanlı’ya kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapan ilçe, günümüzde Türkiye’nin önemli alüminyum üretim merkezlerinden biri konumunda. Arkeolojik bulgular, Seydişehir ve çevresinde ilk yerleşimlerin M.Ö. 2000’li yıllara kadar uzandığını gösteriyor. Hititler döneminde önemli bir merkez olan bölge, daha sonra Frigler, Lidyalılar ve Persler tarafından kontrol edildi. M.Ö. 4. yüzyılda Büyük İskender’in Anadolu Seferi ile Makedon hâkimiyetine giren Seydişehir, Roma ve Bizans dönemlerinde de stratejik bir yerleşim yeri olarak varlığını sürdürdü. 1071 Malazgirt Zaferi’nin ardından Türklerin Anadolu’ya yayılmasıyla birlikte Selçuklu hâkimiyetine giren Seydişehir, 14. yüzyılda mutasavvıf Seyyid Harun Veli’nin öncülüğünde yeniden imar edildi. Selçuklu Devleti’nin dağılma sürecinde bölgede kurulan yeni yerleşim, Osmanlı döneminde de önemini korudu.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte Seydişehir, bölgesel bir merkez olarak varlığını sürdürdü. İlçenin ekonomik ve sosyal yapısını değiştiren en büyük gelişme 1970’li yıllarda yaşandı. Türkiye’nin en büyük alüminyum üretim tesislerinden biri olan Eti Alüminyum Fabrikası, Seydişehir’de kurularak ilçeyi bir sanayi merkezi haline getirdi. Sanayi tesislerinin yanı sıra tarım ve hayvancılıkla da öne çıkan Seydişehir, özellikle tahıl, şeker pancarı ve meyve üretimiyle Konya ekonomisine katkı sağlıyor. Son yıllarda tarımsal üretimin modernleşmesiyle birlikte ilçede verimlilik artarken sanayi yatırımları da devam ediyor.
Tarihi ve ekonomik gelişiminin yanı sıra doğal güzellikleriyle de dikkat çeken Seydişehir, Beyşehir Gölü’ne olan yakınlığıyla biliniyor. Doğa turizmi açısından önemli bir nokta olan Kuğulu Park, hem bölge halkı hem de ziyaretçiler için popüler bir uğrak yeri. Ayrıca Toros Dağları’nın eteğinde yer alan ilçe, yaylaları ve doğa yürüyüş parkurlarıyla da ilgi çekiyor. Sanayi, tarım ve turizmin bir arada bulunduğu Seydişehir, hem tarihi mirasını koruyarak hem de sanayi yatırımlarıyla gelişimini sürdürüyor.
PEKİ, SEYDİŞEHİR İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Seydişehir ismini, 14. yüzyılda bölgeye yerleşerek şehri kuran mutasavvıf Seyyid Harun Veli’den alıyor. Anadolu Selçuklu Devleti’nin zayıfladığı dönemde Horasan’dan Konya’ya gelen Seyyid Harun Veli, dönemin yöneticilerinden Seydişehir civarında bir yerleşim kurmak için izin aldı. Rivayete göre, kendisi ve dervişleri, bugünkü Seydişehir’in bulunduğu bölgeye geldiklerinde burada bir şehir inşa etmeye karar verdi. Zamanla gelişen bu yerleşim, kurucusuna ithafen Seyyid’in şehri anlamına gelen Seydişehir olarak anılmaya başladı. Günümüzde de bu isimle varlığını sürdüren ilçe, Seyyid Harun Veli’nin türbesi ve çevresindeki tarihi yapılarla birlikte onun mirasını yaşatmaya devam ediyor.