Siirt, güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin köklü tarihine sahip illerinden biri olarak binlerce yıl süren geçmişiyle dikkat çekiyor. Mezopotamya'nın kuzeydoğusunda yer alan Siirt, tarih boyunca farklı medeniyetlerin izlerini taşırken bu kültürel zenginlikleri günümüze kadar korumayı başarmış bir şehir olarak öne çıkıyor. Yapılan arkeolojik kazılar, Siirt’in tarihinin M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzandığını ortaya koyuyor. Siirt’teki ilk yerleşim izleri Neolitik döneme kadar gidiyor. Bölgedeki erken yerleşimler, tarım ve hayvancılıkla uğraşan toplulukların varlığını gösteriyor.
Antik dönemde, Siirt’in bulunduğu bölge, Urartular, Persler, Roma ve Bizans İmparatorlukları gibi büyük medeniyetlerin egemenliğine girdi. Urartular, bölgedeki su sistemleri ve kalelerle iz bırakırken Persler de Siirt’i önemli bir asker ve ticaret merkezi olarak kullandı. Roma ve Bizans dönemlerinde, Siirt dini merkezlerden biri haline geldi ve özellikle Hristiyanlığın yayılmasında önemli bir rol oynadı.
Siirt, 7. yüzyılda Araplar tarafından fethedilerek İslam dünyasının bir parçası haline geldi. Abbâsîler döneminde, şehirde camiler, medreseler ve diğer dini yapılar inşa edildi. Selçuklular’ın Anadolu’ya girmesiyle birlikte Siirt, kültürel ve dini açıdan gelişmiş bir şehir haline geldi. Osmanlı İmparatorluğu dönemi, Siirt için bir başka önemli aşamayı oluşturdu. Bu dönemde şehir sancak merkezi olarak büyüdü ve ekonomik açıdan önemli bir yere geldi. Cumhuriyet’in ilanının ardından 1926 yılında il statüsüne kavuşan Siirt, hızla gelişen altyapı projeleri ve göç hareketleriyle büyümeye devam etti. Bugün, tarım sektörü özellikle fıstık, zeytin ve tütün üretimiyle güçlü bir şekilde varlığını sürdürüyor.
PEKİ, SİİRT İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Siirt adının kökeniyle ilgili farklı görüşler bulunuyor. Bazı kaynaklarda, Siirt isminin Sami dilinden türediği öne sürülürken başka bir görüş ise adın, Keldani dilinde ‘kent’ anlamına gelen ‘Keert’ (Kaa'rat) kelimesinden türediğini savunuyor. Siirt ismi, tarih boyunca Esart, Sairt, Siirt ve Siird gibi farklı biçimlerde kullanıldı. Süryaniler, kente ‘Se’erd’ ya da yöresel söyleyişle ‘Sert’ diyordu. 19. yüzyılda ise Sert, Seerd, Sört ve Sairt olarak anıldı ve bu isim günümüze Siirt olarak ulaştı. Ayrıca, bazı kaynaklarda Siirt isminin ‘üç yer’ anlamına gelen ‘Seert’ kelimesinden türediği ifade ediliyor. Kadri Perk, ‘Cenup Doğu Anadolu Tarihi’ eserinde Siirt’i Sert, Tigra, Mosert gibi adlarla anarken Hüseyin Cahit’in eserinde ‘Serad’, Şemsettin Sami’nin Kamus'unda ise ‘Tiğrakert’ olarak geçiyor. Bugün Siirt olarak bilinen şehir, eski Siirt’in bulunduğu sırtlarda kurulduğundan ‘sırt’ kelimesi coğrafi anlamda daha uygun bir açıklama sunuyor. Bu nedenle Siirt adının ‘sırt’ kelimesiyle bağlantılı olduğu düşünülüyor.