Güneydoğu Anadolu’nun tarih kokan ilçelerinden biri olan Silvan, binlerce yıllık geçmişiyle bölgenin en eski yerleşimlerinden biri olarak biliniyor. Antik çağlarda ‘Tigranakert’ adıyla anılan kent, M.Ö. 1. yüzyılda Ermeni Kralı II. Tigran tarafından başkent ilan edildi. Bu dönemde inşa edilen surlar, yollar ve kamu yapıları, Silvan’ı dönemin önemli şehirlerinden biri haline getirdi. Silvan, yalnızca Ermenilere değil; Bizanslılara, Sasanilere, Araplara, Selçuklulara ve Osmanlılara da ev sahipliği yaptı. Her dönem, kente farklı bir kültürel katman ekledi. Bu çok katmanlı yapı, günümüzde bile Silvan’ın mimarisinde, halk kültüründe ve yaşam biçiminde izlerini koruyor.
İlçenin en dikkat çekici yapılarından biri olan Silvan Kalesi, bölgenin askeri ve stratejik önemini gözler önüne seriyor. Aynı şekilde, Artuklular döneminde inşa edilen Malabadi Köprüsü, yalnızca mühendislik açısından değil, sanatsal estetiğiyle de hayranlık uyandırıyor. 1147 yılında yapılan bu köprü, günümüzde dahi sağlamlığını koruyor. Silvan aynı zamanda İslam bilim dünyasında da önemli bir yere sahip. Orta Çağ’da bölgede gelişen ilim ve sanat ortamı, birçok âlimin yetişmesine zemin hazırladı. Bu dönemde yapılan Ulu Cami ve diğer yapılar, hem dini hem de sosyal yaşamın merkezinde yer aldı.
PEKİ, SİLVAN İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Güneydoğu Anadolu’nun tarihi mirasıyla öne çıkan ilçesi Silvan, adını asırlardır süregelen bir kültürel ve siyasi değişim süreciyle bugünkü hâline getirdi. Kent, tarih boyunca farklı medeniyetlerin yönetimine girerken adı da bu değişimlere paralel olarak evrildi. Silvan’ın bilinen en eski adı, Ermeni Kralı II. Tigran tarafından kurulduğu dönemde verilen Tigranakert’ti. ‘Tigran’ın kenti’ anlamına gelen bu isim, M.Ö. 1. yüzyılda kentin Ermeni Krallığı’nın başkentlerinden biri olmasıyla tarihe geçti. Dönemin en önemli askeri ve kültürel merkezlerinden biri olan Tigranakert, uzun yıllar boyunca bu isimle anıldı. Daha sonraki yüzyıllarda bölge Roma, Bizans, Sasani ve Arap egemenliğine geçti. İslam kaynaklarında kentin adı ‘Mepherqat’ veya ‘Miyafarqin’ olarak kayıtlara geçti. Abbasi döneminde önemli bir idari merkez olan bu şehir, hem ticari hem dini bakımdan gelişti. Cumhuriyet dönemine gelindiğinde ise kent, bugünkü ismi olan Silvan adını aldı. Bu ismin kesin kökeni üzerine farklı görüşler bulunuyor. Bazı tarihçilere göre Silvan adı, halk arasında zamanla değişime uğrayan eski isimlerin bir türevi. Bir diğer görüş ise, ismin Roma dönemine ait Latince ‘silva’ (orman) kelimesinden türemiş olabileceği yönünde. Ancak bu görüşün tarihî temeli zayıf kaynaklara dayanıyor.