Afyonkarahisar’a bağlı Şuhut ilçesi, Anadolu’nun tarih kokan topraklarından biri olarak geçmişin izlerini günümüze taşıyor. Arkeolojik bulgulara göre M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzanan yerleşim izlerine rastlanan ilçe, Frig, Lidya, Roma ve Bizans gibi pek çok medeniyete ev sahipliği yaptı. Özellikle Frigler döneminde önemli bir yerleşim merkezi olan Şuhut, antik Kral Yolu üzerinde yer alması sebebiyle ticaret ve askerî geçişler açısından stratejik bir konumdaydı. İlçede yer alan Frig kaya mezarları ve höyükler, bu dönemin izlerini taşıyan önemli kalıntılar arasında yer alıyor.

Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de önemini sürdüren Şuhut, Cumhuriyet tarihine de damga vuran olaylara tanıklık etti. 1922 yılında Büyük Taarruz’un planlandığı Atatürk Evi, ilçenin Kurtuluş Savaşı’ndaki kilit rolünü simgeleyen yapılar arasında bulunuyor. Günümüzde tarım ve hayvancılıkta öne çıkan Şuhut, kültürel mirası, doğal güzellikleri ve tarihî yapılarıyla ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. Her yıl düzenlenen Zafer Yürüyüşü, hem ilçenin tarihine hem de millî mücadele ruhuna ışık tutan önemli bir etkinlik olarak dikkat çekiyor.

PEKİ, ŞUHUT İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Arkeolojik ve tarihî kaynaklarda farklı şekillerde geçen Şuhut adı, zaman içinde değişim göstererek bugünkü hâlini aldı. Tarihî kaynaklara göre ilçenin adı Antik Çağ’da 'Synnada' olarak geçiyordu. Roma ve Bizans dönemlerinde bu adla anılan bölge, zamanla Türklerin Anadolu’ya gelişiyle birlikte farklı telaffuzlara uğradı. Osmanlı arşivlerinde ise 'Şuhud', 'Suhut' ve 'Şuhut' gibi çeşitli varyasyonlarla kayıtlara geçti. Halk arasında anlatılan bir rivayete göre ise 'Şuhut' kelimesi, bölgedeki bol su kaynakları ve verimli topraklar nedeniyle 'su' ve 'hut' (eski Türkçede yerleşim yeri anlamına gelen bir takı) kelimelerinin birleşiminden türemiş olabilir. Bu teori kesinlik kazanmasa da yöre halkı arasında yaygın kabul görmeye devam ediyor.

Muhabir: YUSUF ÖZTÜRK