Gizemli ve unutulmuş bir kentin hikayesi, Toros Dağları'nın sırlarla dolu eteklerinde başlıyor. Dim Vadisi'nin dinginliğiyle çevrelenmiş, deniz seviyesinden yükseklerde yer alan Laertes Antik Kenti, zamanın kumları altında gizlenen bir hazine gibi. Agora'nın sessiz çığlıkları, tapınakların gökyüzüne yükselen duaları ve nekropolün sessizliği, geçmişin izlerini taşıyor. Bu kayıp kentin masalsı atmosferi, geçmişin sırlarını çözmek isteyenleri kendine çekiyor yüzyıllardır.

GİZEMLİ KÖKLER

Laertes, tarih öncesi çağlardan beri insan ayaklarının toprağını ezip geçtiği bir yer. Antik çağlarda Dağlık Kilikya'nın sınırları içinde parıldıyor. Agora'nın sessiz kaldığı günlerde, Exedra'nın taşları hüzünle bakıyor çevresine. Hamamın terk edilmiş odalarında, geçmişin sıcak nefesi hâlâ hissedilebilir. Ve o sarnıçlar, zamanın ellerinden kaçmış gibi, sessizce bekler bir zamanlar yaşam dolu oldukları günleri. Kentte Helenistik Dönem’e ait hiçbir kalıntı bulunamamış. Bu da o dönem kentin korsanların elinde olduğunu ve imar faaliyetlerinin gerçekleştirilmediğini gösteriyor.

TANRILARIN İZLERİ

Laertes'in toprakları, tanrıların gözünden düşmemiş o dönemlerde. İmparator Claudius'un yüceliğine, Apollon'un ışığına ve Zeus Megistos'un ihtişamına adanmış tapınaklar, kentteki en görkemli yapılar arasındaydı. Bu tapınaklar, insanların dualarını yükselttiği ve tanrıların lütfunu umutla beklediği yerlerdi. 

Laertes Ed 6

GİZEMLİ YAZIT

Ancak Laertes'in hikayesi, taşların ve tapınakların ötesine uzanıyordu. Kentin derinliklerinde, geçmişin sesini duyuran bir yazıt bulunmuştu. M.Ö. 7. yüzyıla tarihlenen bu taş, zamanın akışını değiştirecek sırları barındırıyordu. Eyalet valisinin hizmetkârının kaleminden dökülen harfler, mülkiyet kavramının gölgeleri arasında kaybolmuş bir dönemin hikayesini anlatıyordu. Laertes’te bulunan belki de kentin en önemli eseri günümüzde Alanya Arkeoloji Müzesi'nde meraklıları ile buluşuyor.

NEKROPOLÜN SESSİZ ŞAHİTLERİ

Nekropol, Laertes'in en sessiz tanığı. Güneyde, kentin yaşamla dolu sokaklarından uzak, ölülerin sessizliğiyle dolu bir alan uzanıyor. Burada, ostotek parçaları ve kaideler, geçmişin sırlarını saklayan taşlar gibi duruyor. Her biri, bir zamanlar yaşayanların hikayesini anlatıyor sessizce.

Laertes, zamanın kumları arasında kaybolmuş bir hazine. Agora'nın sessizliği, tiyatronun boş koltukları ve tapınakların yıkılmış duvarları arasında, geçmişin izleri hâlâ yaşıyor.  

Muhabir: ERENDİZ ÖZKURT/ÖZEL HABER