Tokat, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'ne yakın iç kesimlerinde, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış önemli bir şehir olarak dikkat çekiyor. M.Ö. 3. binyıla kadar uzanan tarihiyle, Frigler, Lidyalılar, Persler, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar gibi büyük uygarlıkların izlerini taşıyor. Tokat, ilk yerleşim izlerini M.Ö. 8. yüzyılda Frigler’e kadar götürüyor. Frigler, bölgedeki ilk büyük yerleşimlerden biri olarak şehirde önemli bir iz bırakırken M.Ö. 7. yüzyılda Lidyalıların egemenliği altına girdi. Lidyalılar dönemi, Tokat için büyük bir zenginlik ve kültürel gelişim dönemi oldu. Ticaret yollarının kavşak noktalarından biri olan Tokat, Roma İmparatorluğu’na bağlanan süreçte de önemli bir rol oynadı.
Roma İmparatorluğu döneminde stratejik bir yerleşim merkezi haline gelen Tokat, aynı zamanda Roma’nın en önemli yollarından birinin geçtiği bir şehir oldu. Roma’nın ardından Tokat, Bizans İmparatorluğu’nun egemenliğine girdi. Bizans döneminde, şehir askeri açıdan önemli bir üs olarak kullanıldı. Tokat, bölgedeki güvenliği sağlamak amacıyla büyük bir kale olarak inşa edildi. 11. yüzyılda Selçuklular’ın Anadolu'ya girmesiyle birlikte Tokat, Selçuklu İmparatorluğu’na katıldı. Selçuklular dönemi, Tokat için büyük bir gelişim dönemi oldu. Şehirde pek çok cami, medrese ve konak inşa edilerek Tokat kültürel açıdan önemli bir merkez haline geldi. Osmanlı döneminde ise şehir, tütün, meyve, kumaş ve halı ticaretinde büyük bir gelişim gösterdi. Osmanlılar, Tokat’a birçok cami, medrese ve han inşa ederek kültürel zenginliğini artırdı.
Cumhuriyet dönemiyle birlikte bağımsız bir il haline gelen Tokat, tarım ve sanayi alanında büyük bir atılım gerçekleştirdi. Elma, üzüm ve tütün üretimiyle öne çıkan şehir, sanayileşme sürecinde de birçok fabrikanın kurulduğu bir merkez haline geldi. Tokat, bugün geçmişten gelen tarihi ve kültürel mirasını koruyarak bölgesel kalkınmada önemli bir rol oynamaya devam ediyor.
PEKİ, TOKAT İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Tokat adının kökeniyle ilgili çeşitli görüşler bulunuyor. Bazı araştırmacılara göre, bu isim şehri kuran Togayıt Türkleri’nden geliyor. Diğer bir görüş ise şehrin adının, ‘Tok-kat’ yani surlu şehir anlamına geldiğini savunuyor. Bu görüş, özellikle tarihçiler Ali Cevat ve İ. Hakkı Uzunçarşılı tarafından dile getirildi. Bir başka görüş ise, Tokat isminin ‘Tok-at’ yani besili attan alındığını ileri sürüyor. Tokat ve çevresinin en eski bilinen adları ise Komana Pontika, Pontus Galatikus, Pontus Polemonniakus, Evdoxia ve Dokia. Bu isimler, M.Ö. 4. yüzyıldan itibaren Pers, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde kullanılan adlar olup şehrin tarihsel sürecine ışık tutuyor. Tarihi araştırmalar yapan Paul Wittek, Tokat’ın Bizans dönemindeki Dokeia şehri olduğunu öne sürdü ve bu görüşünü çeşitli örneklerle destekledi. Tokat adı üzerine bir bildiri kaleme alan Sargon Erdem de, Wittek’in görüşünü benimsedi ve Dokeia isminin etrafını çevreleyen dağlar arasında çanak şeklinde olan ve sürekli sel tehlikesiyle karşı karşıya kalan bu bölgeye uygun bir ad olduğunu belirtti. Bu görüş, Tokat’ın coğrafi yapısına dayalı önemli bir açıklama olarak öne çıkıyor.