Psikolog Anıl Yıldız, yaz tatilinin yalnızca eğlenme ve dinlenme zamanı olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirterek, bu dönemin aile bireyleri arasındaki ilişkileri geliştirmek için önemli bir fırsat sunduğunu ifade etti.

“Yaz tatili sadece eğlenmek ve dinlenmek değil, aynı zamanda aile bireylerinin birbirleriyle olan ilişkilerini güçlendirmek için de eşsiz bir dönemdir” diyen Yıldız, “Çocuklarla geçirilen kaliteli zaman onların psikolojik dayanıklılığını artırır, aynı zamanda ebeveyn-çocuk bağını çok daha sağlam bir temele oturtur” ifadelerini kullandı.

Çocukların tatil sürecine aktif katılımının, aile içindeki iletişimi güçlendireceğini vurgulayan Yıldız, “Tatil planlarını çocuğun da fikirlerini alarak yapmak, ona değer verildiğini hissettirir. Bu durum, çocuğun hem özgüveninin gelişmesini sağlar hem de aileye olan aidiyet duygusunu kuvvetlendirir. Kendisini değerli hisseden çocuk, hem daha mutlu olur hem de ailesiyle olan bağlarını daha çok sahiplenir” dedi.

‘DOĞAYLA İÇ İÇE ETKİNLİKLER DİJİTAL DETOKS SAĞLAR’
Ailece doğada geçirilen zamanın önemine dikkat çeken Yıldız, “Dijital dünyadan uzaklaşmak çocuklar üzerinde olumlu etkiler yaratıyor. Kamp yapmak, köy ziyareti gerçekleştirmek ya da birlikte bir doğa yürüyüşüne çıkmak, sadece birlikte güzel vakit geçirmekle kalmaz, aynı zamanda dijital detoks açısından da çok kıymetlidir. Bu tür etkinlikler, çocukların ekranlardan uzaklaşmasını sağlar ve yüz yüze iletişimi artırır. Doğayla temas halinde olmak çocukların stresini azaltır, dikkat sürelerini uzatır ve uyku düzenlerini iyileştirir” şeklinde konuştu.

‘ORTAK HEDEFLER BAĞLARI GÜÇLENDİRİR’
Yaz tatilinde birlikte yürütülen aktivitelerin aile içi bağları kuvvetlendirdiğini dile getiren Yıldız, “Ailecek alınan kısa süreli bir sanat ya da spor kursu, bir müzik atölyesi ya da benzeri ortak etkinlikler aile bireylerini birbirine yaklaştırır. Ortak hedefler belirlemek ve bu hedeflere birlikte ulaşmaya çalışmak, ilişkilerde aidiyet ve güven duygusunu artırır. Aynı zamanda ‘birlikte başarma’ hissi hem çocuklara hem de ebeveynlere büyük bir tatmin sağlar” dedi.

‘GERÇEK TEMAS, DİJİTAL TEMASIN YERİNİ TUTMAZ’
Dijitalleşen dünyada yüz yüze iletişimin değerinin daha da arttığını vurgulayan Yıldız, “Gün içinde birkaç saatliğine ekranlardan uzak durarak sohbet etmek, oyun oynamak ya da birlikte kitap okumak, çocukla kurulan duygusal bağı derinleştirir. Gerçek temasın yerini hiçbir dijital araç tutamaz. Teknolojinin hızla hayatımıza yerleştiği bu çağda, dijital olmayan aktiviteleri aile hayatımıza katmak büyük önem taşır” dedi.

‘RUTİN TAMAMEN BOZULMAMALI’
Tatilin rahatlama ve gevşeme zamanı olduğunu, ancak tamamen kuralsız bir sürece dönüşmemesi gerektiğini vurgulayan Yıldız, “Tatil elbette dinlenme ve rahatlama dönemidir ama bu sürecin tamamen kuralsız hale gelmesi çocuklarda kafa karışıklığına yol açabilir. Uyku ve yemek düzeninde biraz esneklik tanınabilir, ancak tamamen rutin dışına çıkmak çocukların içsel güven duygusunu zedeleyebilir. Bu nedenle belli başlı alışkanlıkların devam etmesi önemlidir” şeklinde konuştu.

‘TATİL, AİLE İÇİ İLİŞKİLERİ GÜÇLENDİRMEK İÇİN FIRSATTIR’
Tatil sürecinin, aile içi paylaşımı artırmak ve duygusal bağları kuvvetlendirmek açısından değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Yıldız şu ifadelere yer verdi; “Tatili sadece çocukların eğlenip dinleneceği bir zaman dilimi olarak görmemek gerekir. Bu dönem, aile bağlarımızı kuvvetlendirmek, birbirimizin duygu ve düşüncelerini daha iyi anlamak, birlikte vakit geçirerek empati ve anlayış geliştirmek için çok değerli bir fırsattır. Aile içi iletişim ne kadar sağlıklı olursa, çocukların duygusal gelişimi de o kadar güçlü olur. Birlikte geçirilen zamanın güven verici etkisiyle çocuklar kendilerini daha huzurlu hisseder. Aile bireyleri birbirlerini daha iyi tanır, ihtiyaçları daha kolay fark eder. Bu süreçte gelişen empati duygusu ise aileyi daha da yakınlaştırır.”

Muhabir: AYŞE OKAN SARICA/ÖZEL HABER