Sakızı bilmeyen ve çiğnemeyen yoktur; bu yüzden vereceğim örneği herkes zihninde canlandırabilir. Sakızı çektikçe biraz uzar, hafif incelir fakat elastikiyetinden bir şey kaybetmez. Biraz daha uzar, biraz daha incelir, yine sağlamdır ve güven verir. Ancak uzadıkça uzayan sakız, iyice incelir, incelir, incelir ve nihayetinde kopar, çekenlerin ellerine yapışır ve sonrasında ortada sakız da kalmaz. İşte bazı süreçler, sakız gibi uzadıkça uzar. Bu, insanların homurdanıp heyecanlarını ve inançlarını kaybetmeye başlamasına sebep olan bir sonuç yaratır. Neyden bahsettiğimi herkesin anlamış olması gerekir. Seçimlerle canı çıkan vatandaşlardan biri olarak, yerel seçim aday belirleme süreçlerinin bende çağrıştırdığı şeyi paylaşmak istedim.
Dünyanın bir başka ülkesinde ismini bilmediğim, hiç tanımadığım ve tanışamayacağım çocuklar her gün ölürken, bir başka yerde robotlara gömlek katlattırılırken, bir başka grup insan dünyada yemedik yemek, görmedik ülke bırakmayıp yaptığı dünya turlarına tur attırırken, her gün nerelerde ne hayatlar yaşanıp sonlanırken, bitmeyen bir kabus gibi bazı şeylerin içine tıkılıp kaldık ve çığlığımızı kimse duymuyor. Kimin çığlığını biliyor musunuz? Emeklinin, yalnız annenin, asgari ücretlinin, mont alamayan gencin, yardım başvurusuna gitmek için dolmuş parası bile olmayan yoksulun, taşeron işçinin, çiftçinin, kadının, çocuğun, engellinin, çölyak hastalarının, hastaların, yaşlıların, senin, benim, hepimizin sesini yerelden genele kimse duymak istemiyormuş gibi rahatsız edici bu kayıtsızlık hali daha ne kadar sürecek?
Herkes bahtını kendi hazırlar diye bir laf var. Bazı konularda benim kendi çabam yeterli olmuyor. Sizin her konuda tek başına çabanızın yeterli olmadığı durumlar olmuyor mu? Mesela oy verme davranışına bakalım. Oy verirken parti, dayanışma ve ideoloji odaklı davranıyorum. Hatalı da bulsam, eleştirsem de ve hatta kırılsam da sıra mührü basmaya geldiğinde yine benzer davranışı sergiliyorum. Benim inandıklarımla ülkem ve yurttaşlarım için hayal ettiklerimle oy vereceğim temsil ve yurt genelindeki adayların bir kısmı uyuşmuyor. Oy kullanma sürecinde, birçok kişi benzer davranışları sergiler. Ancak bu tercihler kişisel inançlar ve ülke genelindeki adayların vaatleriyle çatışabilir. Her seçim dönemi, bireylerin kendi değerleriyle ülke ve yurttaşları için hayal ettikleriyle uyumsuzluk içerebilir. Ancak karşıdakini çantada keklik gibi görmek, seçim sürecine kibir ve hatalı bir bakış açısı katmaktan başka bir şey değildir.
Oy verirken sadece kendi çıkarlarımıza değil, aynı zamanda toplumun genç nesilleri için de doğru kararları almamız gerektiğini unutuyor çoğu insan. Neydi o laf; benden sonrası tufan! Seçimler, sadece bireyin kendi geleceği için değil, aynı zamanda gelecek nesillerin de yaşayacakları bir ülke için belirleyici bir rol oynamalıyken maalesef bizim ülkemizde çeşitli sebeplerden kişisel çıkarlar ön planda olabiliyor.
Oy kullanma sürecinde hataları eleştirmek ve eleştirilmek normaldir. Ancak bu eleştirilerin, seçim yaparken kişisel değerlerimizle uyumlu bir şekilde yapılması önemlidir. Her birimiz, sadece parti bağlılıkları değil, aynı zamanda ülke ve yurttaşlarımız için hayal ettiğimiz bir gelecek üzerinde odaklanmalıyız. Hayatı okuma konusunda, birçok insan çevresini ve diğerleriyle etkileşimini göz önünde bulundurur ancak bireyler genellikle kendi iç dünyalarını ve motivasyonlarını anlama konusunda yetersiz kalır. Bu, yerel seçimlerde karar verirken içsel bir anlayışın ve öz değerlendirmenin önemini vurgular. Sonuç olarak, her birimiz kendi bahtımızı kendimiz hazırlarız. Ancak bu süreçte seçimlerimizin, toplumun geneline ve gelecek nesillere olan etkilerini düşünmek önemlidir. Yerel seçimler, bireylerin kendi değerleriyle uyumlu bir şekilde hareket etmelerini ve toplumun genel refahını düşünmelerini gerektirir.
Hayatı okuyoruz, insanları okuyoruz, kendimizi okumuyoruz. Bizi başkaları tekrar tekrar okuyor da farkına bile varmıyoruz. Kendimizi okuyarak yapacağımız seçimlerin toplumsal etkilerini daha derinlemesine değerlendirebilir ve adımlarımızın gelecek nesiller için olumlu bir iz bırakmasına odaklanabiliriz.