Toplum, ekonomik açıdan tıkanma noktasını çoktaan tüketti de patlama noktasını yaşıyor. Ağır yaşam koşulları, ekonomik daralma, güvensiz yarınlar ve de 'nasıl çözülecek' diye sorgulanan işsizlik ve dahası. Ancak tam da bu noktada bir ikilem yaşanıyor. Nasıl mı? İşsizler iş bulamamaktan yakınıyor, turizmin yanı sıra, farklı sektörler özellikle de hizmet sektörü ise çalıştıracak eleman bulamamaktan. Bir garip döngü. İş arayan ile iş verenin yolları mı kesişmiyor ne oluyor anlamakta zorlanır oldu işveren kesimi. Oysa caddeler, sokaklar, kafeler, parklar gençlerle dolu. Acaba diyorum, bulamadığı işi aramaktan bıkkın gençler mi bu kalabalık?
***
Memleket ekonomistlerine göre iş aramaktan umudunu kesen umutsuzların oranı, tam tamına yüzde 150 artışla bilmem kaç milyona dayanmış. Dahası, kronik sorun haline gelen işsizliğin, korona salgını ile birlikte büyüyerek milyonlarca yeni işsiz yarattığı. Üniversite mezunu, mesleki diploması olan gençlerin durumu daha da vahim. Onların engelli parkuru, önlerine liyakat, yabancı çalışanlar ve düşük ücretler çıkarıyor.
***
Başta salgın, ekonomide büyük kayıplar yaratırken, potansiyel işsizlerinde işsizliğinde nedeni oldu. Uzmanların görüşlerine göre, salgın tedbirleri nedeniyle bir açılıp bir kapanan işyerleri ve piyasada oluşan güvensizlik, işsiz kalanların memleketine, köyüne dönmesine neden oldu. Esnaf, bırakın kalifiye elemanı, çalışacak eleman bulamaz hale geldi. İki bilinmeyenli denklem misali dengeler bozuldu. Söylenenler ile yaşananlar senkronize olamıyor gibi. Akıl başka yerde, kendimiz bambaşka alemde. Bu yara kangren oldu. İşsizlik sorunu nasıl çözülür veya çözülecek. Umut var mı? Bunun da cevabı bizde değil elbette.
***
Toplumsal sorunun önüne, yeni dinamikler bekleyerek mi geçilir bilemiyoruz ama bu, sonsuza kadar devam etmeyecektir tabii. İşin uzmanlarına göre, her dört gençten biri işsiz. Bunların yanı sıra, evde oturan genç işsizler de var tabii. Ekonomik daralma nedeniyle son yıllarda işini kaybeden genç işsizler, ne eğitimde ne de istihdamda yer alan gençler. Lafı eğip bükmeye gerek yok. Toplum mutsuz ve umutsuz. İşvereni de iş arayanı da güvenini yitirmiş, yarının ne olacağı kaygısına düşmüş. Görünen o ki; işsizlik oranı artarken, istihdam oranı da azalıyor. Sektörel olarak bakıldığında ise sanayi, inşa ve tarım sektöründe işsizlik süreleri artıyormuş. Peki 2022'de umut var mı?.. Uzmanlara göre el cevap 'hayır'.