Ekonomideki gelişmeler, vatandaşın lehine mi aleyhine mi pek anlayamıyoruz anladığımız, olgunun algıya kurban olduğu galiba. Misal vatandaş nasıl geçiniyor, kredi kartıyla. Hani şu borsa misali inip, çıkan faiz oranları var ya, kredi kartında faiz yükü büyük artıyormuş. İşin uzmanlarına göre, bu ekonomik yapıda en iyi yatırım kredi kartı borcunu kapatmakmış. Da, işte onun yolu vatandaşa uğrar mı, uğramaz mı pek bilemiyoruz. Ekonominin ağa babaları anlatıyor da vatandaşın gerçeğine pek uymuyor. Kredi kartından kurtulmak istiyor ama faiz sarmalından kurtulamıyor. Alın işte faiz oranları, tüketicinin kullandığı kredi kartına yüksek peki ya bankalara? Vatandaş anlayamadığı için soruyor. Siz verin cevabını

***

Diyelim, sonra da ağırlaşan ekonomik koşulları getirdiği yaşam zorluğu nedeniyle, tüketicinin tek 'çıkar yol' olarak bellediği kredi kartı meselesine. Yani kangren olan bir sosyal yaraya. Özellikle de sabit gelirlinin, en iyimser tahmin ile ayın 15'i gelemeden harcamalarımın tek alternatifi olan kredi kartına. Öyle çok uzağa falan gitmeye gerek yok çevremizde yaşayan dost, ahbap kim varsa kredi kartı mağduru. Kart borcunu ödeyemeyenlerin sayısı gittikçe artıyor. Kapatmak için bir bankadan kredi çekip diğer bankanın kredi borcunu kapatıyor. Dinliyoruz ve biliyoruz. Zira günlük sohbetin de sözün de özü bu, kredi kartı borcu meselesi.

***

Toplumda kredi kartı sarmalı hızla büyürken ekonomistlere göre, kredi kartında faiz yükü artıyor. İşte bu nedenle de işin uzmanları ‘en iyi yatırım, kredi kartı borcunu kapatmak' diyor. Da, yaşanan bu ekonomik yapıda, kredi kartlarının borcunu bir çırpıda kapatacak babayiğit var mı? Siz verin cevabını.

***

Haydi buyurun. Adına biz acı reçete diyelim, siz ne derseniz deyin. İşte o yola çıkmış geliyor. Bu reçeteyi bir yerlerden hatırlıyoruz, yeni bir terim değil. Bu nedenle tadını da acısını da çok iyi bilir bu toplum. Uzmanlara göre bu acı reçete vergi artışları, yeni vergiler anlamına geliyor. Ve de 2024'ü hedef almış. Bizim anladığımız, reçetenin acısından yine vatandaş nasibini alacak. Önümüzdeki yıl; ona da zaten parmak hesabıyla 40 küsur gün kaldı ekonomide rota değişecekmiş. Az kazanıp yüksek vergiler mi ödenecek? Artan kur nedeniyle eriyip giden aylıklar, peş peşe gelen orantısız zamlar falan. Hele bir 2024 gelsin görelim. Milletten ne bekleniyor, fedakârlık kimlere düşecek? Artan zamlar, yüksek vergiler, verginin vergisi dolaylı vergiler. Özetle bir adım geri, iki adım ileri Mehter Marşı misali…