Geçtiğimiz 31 Ekim’de 18’inci ölüm yıl dönümü nedeniyle anılan bilim adamı, politikacı, siyasi parti lideri Erdal İnönü ile anısı olan çok gazeteci vardır. Erdal İnönü, hep muhalefette kalmasına karşın (Kısa bir ara Demirel’in DYP’si ile koalisyon kurdu) en muhalifine bile dost elini uzatmış bir liderdi. Hakkını yemeyelim bir diğeri de Süleyman Demirel’dir. Biraz da Turgut Özal. Bülent Ecevit rahmetli de çok dost edinmiştir ama kendisine muhalif olanlara da kindar olmuş ve uzak durmuştur. Bana hoşgörü, empati ve sevgi bakımından ilk sıraya hangi lidere koyarsın diye sorarsanız ilk sıraya Erdal İnönü’yü, ikinci sıraya ise Süleyman Demirel’i koyarım. Sonra Özal ve Ecevit.
![]() |
Erdal İnönü, bilim, kültür, sanat adamı oldu da bir türlü istenilen siyaset adamı olamadı.
Gazeteci:
‘Sizin için Norveç'te başbakan olabilir, diyorlar’
İnönü'nün cevabı:
‘Çok teşekkür ederim. Bu herhalde, 'Türkiye'de bu işleri beceremiyorsun' demenin kibarcası oluyor!’
Zira Türk topumu da konjonktür gereği Erdal İnönü gibi siyasetçi istemiyordu. Çünkü babası rahmetli 2’nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’den ‘kodumu oturtan’ tarafını almamış bir Erdal İnönü’ye sıcak bakmıyordu bu toplum.
Meslektaşlarım geçen ölüm yıl dönümünde Erdal İnönü ile anılarını yazıya döktüler. Benim yazı günüm değildi, o nedenle birkaç gün gecikmeli de olsa ben de bir anımı sizlerle paylaşmak istedim. O’nun nasıl bir hoşgörü adamı, nasıl mütevazı, nasıl kıvrak zekaya sahip biri olduğunu gösteren bir anıdır bu.
1983’de Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) lideri, 3 kez İzmir Milletvekili, Devlet ve Dış İşleri Bakanlığı yapmış olan Erdal İnönü, siyasete hiç sıcak bakmadığını, hatta sevmediğini söylemiş olsa da kimilerine göre o zaten bir siyasetçi değildi. Liderdi ama komik bir lider!
Parti Meclisi toplantılarında sigaradan duman altı olmaktan fena halde rahatsızdır.
Bir Parti Meclisi toplantısında ilk sözü, 'Bundan böyle bu toplantılarımızda sigara içilmeyecek' olunca arka sıralardan bir üye; 'Bu kararınızı oylamaya sunsak efendim' diye itiraz etmeye kalkışınca cevabı alır:
'Antidemokratik kararlarda oylama olmaz!'
12 Eylül siyasi yıkımından sonra yasaklanan siyaset nedeniyle dağılan CHP tabanını yeniden toparlama görevini üstlenmişti.
İzmir milletvekili olduğu 1986 ara seçimlerinde ve sonrasındaki 2 seçimde onun seçim gezilerine gazeteci olarak ben de katıldım. O seçim gezilerinin birinde otobüste bulunan bir foto muhabiri dostumuz, seçim otobüsü tuvaletine (O zaman seçim otobüslerinde tuvalet vardı, şimdi var mı bilmiyorum!) giren Erdal İnönü’yü şaka olsun diye dışardan kilitledi.
Biz meslektaşları ‘Yahu ne yaptın, ayıp değil mi?’ diye serzenişte bulunmamıza karşın, İnönü içeriden, bizim o arkadaş dışarıdan kapıyı açma kapama yarışına girmez mi! Otobüs de halkın toplandığı meydanın ortasına gelip durunca kapıdan çekilen arkadaşın kapı kolunu bırakmasıyla birlikte kendisini dışarı atan Erdal İnönü’nün ‘bu şakayı kim yaptı?’ diye kızmasını beklerken onun şu söylediği bu anımı absürt olmaktan çıkaracaktır umarım. 'Halkı çok bekletmedik değil mi?'
İşte Erdal İnönü öyle bir insandı. O dönem yaşayanlar Erdal İnönü’nün yaşamından kesitleri. Esprilerini duymuş, okumuştur.
Onun bu tarafını ben çok sevdim.
İnsan İnönü.
Anısına sevgi ve saygıyla.
