Antalyaspor Başkanı Sinan Boztepe, geçtiğimiz hafta gazeteciler ile bir araya geldi.

Kendisi; Antalyaspor Kulübü Başkanı Aziz Çetin’i konuk aldığımız Kanal V’de yayınlanan Spor Aktif programına telefon bağlantısı gerçekleştirmişti.

Onun haricinde sayın başkan ile birkaç selamlaşmamız haricinde uzun sohbetimiz olmadı.

Sinan Boztepe ile ilk kez uzun uzun Antalyaspor üzerine sohbet etme imkanı bulduk.

Bundan yaklaşık 6 ay önce, yine aynı mekanda bu kez dönemin AŞ Başkanı Sabri Gülel ile gazeteciler olarak bir araya gelmiştik ve dernek başkanlığını düşünüp düşünmediğini Gülel’e sormuştum.

Sabri Gülel de, Aziz Çetin ile çok uyumlu çalıştıklarını Dernek başkanlığını asla düşünmediğini söylemişti.

Sonrası ise malum…

Yaklaşık 6 ay sonra bu kez AŞ Başkanlık koltuğuna oturan Sinan Boztepe’ye aynı soruyu yönelttim.

Hatta Sabri Gülel’e aynı soruyu aynı mekanda sorduğumu hatırlatarak…

Sinan Boztepe de aynı Sabri Gülel gibi benzer ifadeler kullandı ve dernek başkanlığını asla düşünmediğini; derneğin, vakfın ve anonim şirketin uyum içinde güçler ayrılığı şeklinde çalışması gerektiğini belirtti.

Doğru olan da bu ancak belli bir dönem sonra anonim şirket başkanlarının fikirleri değişiyor ve gerginlikler başlıyor.

Ben yıllardır güçler ayrılığını savunan bir kişiyim.

Üç kurumun da başkanının ayrı olması gerektiğini düşünüyorum.

Çünkü Antalyaspor’un bu üç ayağı, birbirinin sigortası durumundadır.

Bizler geçmişte üçünün başkanının aynı kişi olduğunu bile gördük.

Herkes işine bakar, yapması gerekeni yapar, kimse kimsenin işine karışmaz ve uyum içinde sadece Antalyaspor için çalışırsa zaten herhangi bir sorun çıkmayacaktır.

Ancak birbirlerinden rol çalmaya başlarlarsa işte o zaman gerginlikler yaşanır ve bu durumdan en çok etkilenen de Antalyaspor olur.

Buna gerek yok.

Neticede Antalyaspor başkanlık koltuğu kimseye baki değil.

Bu bir bayrak yarışıdır. Önemli olan birlik ve beraberlik içerisinde Antalyaspor’u daha yukarıya taşıyabilmektir.