Yaşamın getirdiği güzellikleri zaman zaman öteliyor muyuz acaba? Yaşamın bize sunduğu güzellikleri görebilecek bir ruh taşıyor muyuz? Ve de hayatın bütün güzelliklerinin bizi selamlamasına izin veriyor muyuz? Özetle hayatın anlamını sorguluyor muyuz? Yaşamın bizim için ne anlam taşıyor olduğunun farkında mıyız?

* * *

Her insan doğumla başlayan, ölümle biten hayatın anlamını sorgular kuşkusuz. Elbette verilen yanıtlar da beklentiler nedeniyle farklıdır öyle değil mi? Birileri için hayat gezmek, eğlenmek demek olabilir, birileri için çalışmak üretmek, değer yaratmak, topluma faydalı olmak, katkı yapmak anlamına gelebilir. Ancak yaşamın bir olmazsa olmazı vardır ki onun da adına sevgi diyoruz. İnsanın insana duyduğu, doğaya duyduğu, çiçeğe böceğe duyduğu ve de kadının erkeğe duyduğu sevgi, aşk adı her ne olursa. Hayatı tek başına yaşamıyoruz. Yeter ki yitmemiş olsun duygular. Sevmeye önce kendinden başlamalı insan diye düşünenlerdenim. İnsan kendinde olmayanı başkasına nasıl sunar ki?

* * *

Yaşamın güzelliği değil midir duygular. Sevmek değil midir insanı yaşama bağlayan. Güzel bir söz, dokunmak yüreğe, gülümsemek içtenlikle... Adına sevda mı dersiniz sevgi mi. Bahar'da aşkı, Hazan'da hüznü yaşamak. Ne güzel diyor dizelerinde Atilla İlhan...

'Ne kadınlar sevdim zaten yoktular

Yağmur giyerlerdi Sonbaharla bir

Azıcık okşasam sanki çocuktular

Bıraksam korkudan gözleri sislenir'

* * *

Ama toplum olarak duyguları, güzellikleri örseledik mi ne? Sanki sevgi kelimesini acımasızca yok ettik, yerine öfkeyi, kini oturttuk. Sevmeyi unuttuk sanki... Birbirimize gülümsemeyi unuttuk. Hatta selamlaşmayı unuttuk. Yaşamın güzelliklerini elbirliği ile göz ardı eder olduk. Dostluk, arkadaşlık, sevgi kavramlarını yok ettik. Yalnızlığa itiliyoruz farkında değiliz.

* * *

Hayatımıza anlam katan kavramlar değil mi mutluluk ve huzur. Huzurlu değilsek, mutlu olamıyoruz. Mutlu değilsek, huzurlu olamıyoruz. Onları birbirinden ayırmak olanaksız diyorsak, huzurumuzu ve mutluluğumuzu bozan her şeyin hayatımızı zehir ettiğini de biliyoruz demektir. O halde bırakalım yaşamın anlamını yitiren olumsuz düşünceleri, hayatı yaşanmaz, çekilmez yapmayalım. 'Nerden geldim, niye geldim bu dünyaya' gibi içsel sorgulamaları da unutalım gitsin. Yaşamın güzelliklerini ötelemeyelim, örselemeyelim.