Dünyanın en kıymetli coğrafyası üzerinde yaşıyoruz. Deniz, kum, güneş, dağ, orman, tarih…
Tüm dünyayı gezin, bu özelliklerin hepsini içinde barındıran başka bir yer zor bulursunuz. Bulduklarınız da zaten rakibiniz.
Tüm bunların içine huzur ve güveni koyduğunuz zaman, işte turizm dediğiniz o dev ekonomi kapısını sonuna kadar açıyoruz.
Bir senedir sıkıntıdayız. Şehir otelleri, havaalanındaki taksicilerle getirecekleri ’müşteri’ karşılığında pazarlık yapar hale gelmiş. Taksici getireceği her otel müşterisi için 10 dolar alıyor.Bu arada, turizmcinin derdi herkesi geriyor! Aslında dolaylı yoldan konuya dahil olanları anlıyoruz.
Bir de şunlar var; Başkan Türel ASMEK Töreni’nde konuşuyor, Facebook’taki canlı yayında izliyorum. Vatandaşın biri yorum yapıyor: “İyi de başkan, şehrimize turist gelmiyor. Turistler Eskişehir’e gidiyor.” Eskişehir’in turizm pastasındaki yüzdesi belli. Şehirdeki 8-10 otel, yatak sayısı Antalya ile kıyaslanamaz bile. Binin üzerinde otel, milyonun üzerinde yatak kapasitesiyle dünya turizm destinasyonları ile yarışan Antalya’yı Eskişehir ile kıyaslamanın arkasındaki düşünce aslında siyasi!
Eskişehir Belediye Başkanı’nın hakkını teslim etmek gerekir. Bunu zaman zaman Ak Partili Belediye Başkanları da gündeme getiriyorlar. Örnek alıyor, toplantılara çağırıyor.Başkan Büyükerşen’e Eskişehir’de yarattığı mucizeyi anlattırıyorlar. Ancak dünyanın en kıymetli kentinde yaşayıp Eskişehir’e özenmek insanın bu şehrin geçeklerinden haberdar olmadığını gösterir.
Tam zamanıdır. Çıkın Tünektepe’ye teleferikle, sonra Tahtalı’ya bu şehre önce bir yukardan bakın. Sarısu’ya Beydağları’na Akdeniz’e kuşbakışı bakın. Maviyi yeşili sarıyı görün. Yaylaya çıkın güreşin. Sahile inin yüzün. Daha kalmadı Saklıkent’te kar, isterseniz Köprülü Kanyon’da rafting yapın ama yaşadığınız şehre haksızlık etmeyin. Çok istiyorsanız Eskişehir’de yaşayın turist oraya geliyormuş!
Bu ülkede isteyen istediği yerde yaşar. Çok dert etmeyin kendinize turisti zira sizin derdiniz zaten turist değil!