Diyelim ve aklımızla oynamayalım. Nedeni, niyesi nedir derseniz hani Kurban Bayramı kapı aralığında ya, emekliler de bayram ikramiyesinde artış bekliyor, sadece ikramiye de mi? Ihh, maaşlara da zam istiyor. Elbette haklı talep, en düşük emekli maaşı olmuş 14 bin küsur, bayram ikramiyesi olmuş 4 bin lira, bunun ederi ne? Ama bize sorarsanız aylıklara zam, ikramiyelere artış olacağına çok da ihtimal vermiyoruz. Da, haber doğruysa konu başkentte konuşuluyormuş. Geçiniz beyler.

***

Sadece emekliler mi, asgari ücretli de ara zam istiyor ve bekliyor. Ankara ne diyor “Ara zam, enflasyonu tetikler”. Hesap kitap uzmanı ekonomistler ise “Enflasyonun ara zamma etkisi yok” diyor. Buyur, gel de inan hangisi doğru hangisi yanlış. O zaman soralım sahiden enflasyon, ara zam için tehdit mi, asgari ücret artışı, enflasyona neden olur mu?

***

İşin aslına bakılacak olursa yaklaşık 16 milyon emekli bayram ikramiyesinde artış bekliyor ve “4 bin lira ile bayramda ne yapabiliriz” diye soruyor. İyi de emekli kardeş, sen çok iyi bilirsin ‘emeklinin ne bayramı ne de bayram planı olur’ en ucuz bayram ev, öyle değil mi? Ama fakat Ankara niyet eder de bayram sürprizi yapar mı, bakarsın yapar. Gerçi, ihtimal yok gibi görünüyor da bir umut işte.

***

Görünen ise ekonomideki gelişmeler, vatandaşın lehine mi aleyhine mi pek anlayamıyoruz, anladığımız olgunun algıya kurban olduğu galiba. Misal vatandaş nasıl geçiniyor, kredi kartıyla. Hani şu borsa misali inip çıkan faiz oranları var ya, kredi kartında faiz yükü artıyormuş. İşin uzmanlarına göre, bu ekonomik yapıda en iyi yatırım kredi kartı borcunu kapatmakmış. Doğru söylüyorsunuz da işte onun yolu vatandaşa uğrar mı, uğramaz mı pek bilemiyoruz. Ekonominin ağa babaları anlatıyor ama vatandaşın gerçeğine pek uymuyor. Tüketici, kredi kartından kurtulmak istiyor gel gör ki faiz sarmalından kurtulamıyor. Alın işte faiz oranları, tüketicinin kullandığı kredi kartına yüksek, peki ya bankalara? Vatandaş anlayamadığı için soruyor. Cevabı sizde olsun.

***

Her geçen gün ağırlaşan ekonomik koşulların getirdiği yaşam zorluğu nedeniyle tüketicinin tek 'çıkar yol' olarak bellediği kredi kartı. Yani kangren olan bir sosyal yara. Özellikle de emeklinin, ücretlinin, sabit gelirlinin en iyimser tahmin ile ayın ortası gelemeden harcamalarının tek alternatifi olan kredi kartı. Öyle çok uzağa falan gitmeye gerek yok, çevremizde yaşayan dost ahbap kim varsa kredi kartı mağduru. Kart borcunu ödeyemeyenlerin sayısı gittikçe artıyormuş. Kapatmak için bir bankadan kredi çekip diğer bankanın kredi borcu kapatılıyormuş. İstatistiki veriler böyle söylüyormuş. Da, yaşanan bu ekonomik yapıda, kredi kartlarının borcunu bir çırpıda kapatacak babayiğit var mı ki?