Ve dahi, Kur Korumalı Mevduat (KKM), nihayet resmen sona erdi, karar Resmi Gazete'de yayımlandı nokta. Şöyle birkaç yıl geriye gidelim ve KKM'yi icat eden dönemin Ekonomi Patronu Nureddin Nebati'den incileri bi hatırlayalım.. Ne diyordu sayın Bakanımız, 'ekonomi gözlerimdeki ışıltıdır, bir uyusam 6 ay sonra uyansam'... Nebati'nin hem icraatları, hem sözleri, hem dilin dönmediği 'heteredoks' gibi ekonomi terimleri ne çok konuşuluyordu hatırlıyoruz değil mi? Peki özlüyor muyuz, ehh. Evet KKM tarihe karıştı, artık yeni hesaplar açılamayacak, açılmış hesaplar da vade sonunda kapanacak ve yeniden açılamayacakmış. Ohh be, bu paragrafı çok keyifle yazdım. Elbette sizler de biliyorsunuz da hani 'söz uçar yazı kalır' misali benimkisi..
***
O gündem bu gündem derken, gelelim değişmez gündemimiz ekonomiye. Daha doğrusu, yeni eğitim öğretim döneminin veliler için masrafla başlayacağı konusuna. Malum, okulların açılmasına sayılı günler kaldı. 8 Eylül Pazartesi günü ilk ders zili çalacak. Öncelikle öğrencilerimize başarılar diliyoruz ama iş velilere gelince, onlarınki okula değil, masrafa hazırlık. Kırtasiyelerde yoğunluk başladı bile. Amma velakin sadece kırtasiye değil, malum okul formaları da tek tip oldu. Okul çantası, ayakkabısı, defteri, kalemi derken, yeni dönem veliler için masrafla başladı bile. Ehh bir de bunun servisi falan filan derken zorlanan veliler 'eğitim bu kadar pahalı olmamalı’ diye sitem ediyor. Sözün özü yeni dönem, masraf kapısına yönelik.
***
Devam edelim ve kredi kartlarından bir giriş yapalım. Hani gerçek enflasyon tüketicinin kredi kartı ekstrelerinde ya. Kart borcu olmuş maaşların kat kat üzerinde, çık çıkabilirsen işin içinden. İstatistiki bilgilere göre, milyonlar borç kapanındaymış. Milyonlarcasının en yüksek borcu da kredi kartlarına aitmiş. Rakama ne hacet. Buyurun işte, en değerli para birimimiz olan 200 TL ile kasaba girebilir misiniz? Bırakın bi tarafa kasabı marketi, pazarda bile filenin yarısını dolduramazsınız. Yalan mı?
***
Sahi ya, şu bizim 'sahte diploma' meselesi ne oldu? Kıyıda köşede mi kaldı? Her neyse biz gelelim gerçek diplomalı olup da işsiz güçsüz, istihdamda yer almayan gençlerimize. Biliyorsunuz bu gençlere 'Ev Genci’ deniyor yazık. Oysa bu gençler umutlarını kaybeden gençlerimiz, geleceğimiz, güvencemiz. Peki bu gençler geleceğini evde mi arıyor, yoksa önemsenmediklerini mi düşünüyor?.. Lafı eğip bükmeye gerek yok, bu gençlerin eğitimini aldığı konuda iş bulmak için 'dayıları' yok. İyi haftalarınız olsun.