Bolu Kartalkaya’da otel yandı. Köroğlu Dağları’nın zirvesinde ‘ahşap bir otel’… Tekrarlıyorum; ‘ahşap’. Yangın merdivenleri yok. En yakın itfaiye 45 dakika uzakta. İtfaiye gelinceye kadar çıra gibi yanar zaten. Çıra gibi… Sömestr tatili nedeniyle tıka basa dolu otelde çok sayıda kişi hayatını kaybetti. Sayının artmasından endişe ediliyor. Yüreğimiz yandı. Fakat ‘yüreğimizin yanması’ yetmiyor artık. Bu kaçıncı facia, bu kaçıncı felaket, bu kaçıncı ihmaller zinciri… Ders filan aldığımız yok. Asıl acısı bu zaten.

EN YAKIN İTFAİYE 45 DAKİKA
Felaketin asıl yüzünü Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan özetliyor. “Yangın merdiveni var mıydı, fıskiye sistemi var mıydı, biz bunları bilemiyoruz. Çünkü burası Bolu merkeze 45 kilometre uzaklıkta Milli Parklar’a ait bir alan. Buradaki otellerin ruhsatlarını belediye olarak biz vermediğimiz için ne var, ne yok, nasıl bir önlem alınmış bu konuda maalesef bilgi sahibi değiliz. Burası ulaşılması güç bir bölge... Zannediyorum 1997 yılında Turizm Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış. Bizim kayıtlarımızda herhangi bir bilgisi yok. Burası planlı sahamızda ya da belediye sınırımızda da değil”.

RUHSAT VERENLER NEREDE?
Kim denetliyor o zaman? En yakın itfaiyeye 45 dakika uzaklıktaki ‘ahşap bir otele’, kim ruhsat verdi? Herkes topu birbirine atacak. İsias Otel faciasının daha toprağı kurumadı. Depremde çöken otelde, 35’i KKTC’den gelen çocuk voleybol takımından, 32’si de rehber adayı olmak üzere, toplam 72 kişi öldü. 1993’te konut olarak inşa edilen otele 2016 yılında ruhsatsız bir kat eklendiği, binanın çürük olduğu, yönetmeliklere uyulmadığı tespit edildi. Dava açıldı. Yaklaşık 2 yıl süren dava sonrası otelin sahibi, oğlu, mimarı ve inşaat mühendisi başta olmak üzere 6 kişiye hapis cezası verildi. Peki, bu oteli denetlemekle yükümlü, bundan sorumlu herhangi bir yetkili yargılandı mı? Ruhsat verenler hakim karşısına çıktı mı? Hayır.

AL HUZUR HAKKINI, YAT AŞAĞI
Onca maaş alan bu ilgililer, ilgisizler, etkililer, yetkililer ne işe yarıyor? Al maaşı, al huzur hakkını, al yolluğu, al yıpranma payını; yat aşağı… Sonra cayır cayır yansın ‘ahşap’ oteller, kolonu kesik oteller, kaçak tesisler depremde çöksün, yüreğimiz yansın. Niye sadece bizim yüreğimiz yanıyor da, bu ruhsatçı tayfasına, denetimci milletine, imzacı güruhuna hiçbir şey olmuyor? Kim bilir nerelerde, ne ihmaller daha sotede uyuyor.

ANTALYA AÇIKLAMA BEKLİYOR
Bolu’da otel yandı, Adıyaman’da otel çöktü. Peki Antalya ne durumda? Bolu Belediye Başkanı Özcan’ın söyledikleri aynen Antalya için de geçerli. Tekrarlayalım: “Yangın merdiveni var mıydı, fıskiye sistemi var mıydı, biz bunları bilemiyoruz. Ne var, ne yok, nasıl bir önlem alınmış, bu konuda bilgi sahibi değiliz. Bizim kayıtlarımızda herhangi bir bilgisi yok”. Can yakıcı soruyu sorayım: Antalya’daki oteller kurallara tam uyduğu, önlemleri eksiksiz aldığı, iyi denetlendikleri için mi böylesi facialar yaşanmıyor; yoksa ‘bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete’ mi? Bunu kim açıklayacak? Bölgemizdeki otellerin iyi denetlendiğini, bütün önlemlerin alındığını, herhangi bir sıkıntılı durum olmadığını kim söyleyecek? Bekliyoruz.