Perge’nin ünlü ismi Plancia Magna, Antalya’nın en eski kadın belediye başkanı diye anılır. Kısmen doğru… Kent yönetiminde 6 yıl kadar etkili olduğu bilinen Plancia Magna’nın üstlendiği görevlerden biri de demiourgosluk. Kentin mimarı, imar edeni anlamına geliyor bu görev. Tam karşılığı olmasa bile belediye başkanı diyebiliriz. Tabii şimdiki gibi halkın oylarıyla seçilmiyor. Kent için para harcayana, kendi kesesinden binalar yaptırana, bayramları, festivalleri finanse edene veriliyor bu görev. Yani zenginler parasıyla belediye başkanı oluyor. Karşılığında da Roma’dan çeşitli imtiyazlar, ticari avantajlar alıyor. Servetine servet, unvanlarına unvan katıyor. Plancia Magna’ya tam bu noktadan bakamayız. Bir senatör kızı, bir senatör eşi ve bir senatör annesi… Erkek egemen bir dünyada etkili olmuş, onca erkeğin arasından sıyrılıp tarihe damgasını vurmuş bir kadından bahsediyoruz.
GÜREŞ AĞALARININ GEÇMİŞİ
Perge’nin altın çağı MS 2. yüzyılda başlar. Bu aslında ‘Romanizasyon’, yani Romalılaştırma dönemidir. Perge’nin Romanizasyon süreci gönüllü, kendiliğinden olmuştur. Bu kendi arzusuyla Romalılaşma süreci yerel aristokratların çabalarıyla yaşandı. Perge zenginleri imparatorluk politikasına sadakatle bağlıydılar. Perge’deki mimari dönüşümün en etkin ivmesi eski Yunan ve Roma toplumlarında köklü bir gelenek haline gelmiş olan ‘evergetizm’ olgusuyla bağlantılıdır. Evergetizm, kent seçkinlerinin, zenginlerin, kamu binalarını, anıtları ve 3-4 gün süren festivalleri, dini bayramları, spor müsabakalarını kendi kesesinden yaptırması anlamına gelir. Bunun karşılığında 1 yıl süren kent görevleri alırlar. Tabii asıl amaç, Roma’dan alacakları takdir ve ayrıcalıklardır. Roma’nın son dönemlerinde ‘evergetizm’ zengin aileler için yük olmaya başlamıştır. Bu süreçte de kent seçkinleri sponsorluk işlerini yeni yetme zenginlere yıkmaya başladılar. İtibar peşindeki yeni zenginler de bu işlere balıklama atlamıştır. Aslında günümüzdeki güreş ağalığı türünden sponsorlukları ‘evergetizm’ kalıntısı olarak görmek mümkün.
GÜÇLÜ VE ÖZGÜR BİR KADIN
Roma geleneklerine göre Palancia Magna gibi kadınların babalarının ve kocalarının şöhretlerinin gölgesinde mütevazı bir hayat sürmeleri beklenirdi. Kadınların miras hakkı yoktu. Roma hukuku bunu engelliyordu. Fakat zengin babalar, miraslarını kızlarından olan erkek torunlarına, yani dolaylı olarak kızlarına bırakabiliyordu. Böylece hukukun arkasından dolanılıyordu. Plancia Magna’nın babası da böyle yapmış olabilir. Öte yandan zengin kocasından kalan mirası da dolaylı olarak yönettiğini düşünebiliriz. Sonuçta Plancia Magna, geleneklerin pençesinden kurtularak güçlü ve özgür bir kadın oldu. Yazıtlardan kendisinden “kentin kızı” diye bahsediliyor. Bu güçlü kadın, İmparator Hadrian döneminde, MS 2. yüzyılın ilk çeyreğinde etkin oldu. Kentin dini, sosyal ve politik alanlarında büyük çaba gösterdiği açık...
PLANCİA MAGNA’NIN MEZARI
Perge’nin kızı, Helenistik dönemden kalan Güney Kent Kapısı’nın arkasındaki avluyu yeniden düzenletip bir dizi heykelle süsletti. Heykeller arasında Olympos tanrıları ve Perge’nin mitolojik ‘ktistes’leri (efsanevi kurucular) yer alıyordu. Kendi babası ve kardeşini de kurucular arasına yerleştirdi. Bu heybetli avlunun ucunda anıtsal bir kemer yaptırarak Roma imparatorluk ailesinin heykellerini diktirdi. Bu anıtsal kemerde, kadın figürlerinin sayısı erkeklerden çok daha fazladır. Kemerin tepesindeki büyük bronz harfler, Plancia Magna’nın bu kemeri kendi şehrine adadığını ilan eder. Bu alışılmadık bir şeydir. Çünkü bu tür adaklar imparatora yapılırdı. Bu görkemli kompleksten şehre giren herhangi bir ziyaretçi, Perge’yi imparatorluk Roma’sıyla birleştiriyor ve Plancia Magna’nın gücüne hayran kalıyordu. Günümüze kalan yazıtlarda “Plancia Magna kendi parasını harcadı”, “bol bol harcadı” “kocasının kontrolü olmadan harcadı” ifadeleri yer alır. Bu ifadeler onun gücünü, servetini ve özgür yapısını anlatır. ‘Perge’nin kızı’ ilan edilen Magna öldüğünde Helenistik kulelerin sağında bulunan bir mezara gömüldü. Anadolu’nun ilk kadın belediye başkanı Plancia Magna’yı, Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğu Prof. Dr. Jale İnan gün yüzüne çıkardı. Bu da tarihin ilginç kesişim noktalarından biridir. Plancia Magna'nın heykeli Antalya Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor.