Yazılarımıza bir süre ara verdik; şimdi yeniden sahalardayız. Seçim gözlemlerine ve yorumlarına sırtımızın teriyle, haldır huldur dalmayalım, fincancı katırı olmayalım diye düşündük. Önce eşikten bir selam sarkıtalım, kapının tokmağını çalalım. Falan aday ne yapıyor, filan isim kimleri toparlıyor, kime nereden ne kadar oy gider, nerelerden destek alır ya da alamaz diye bakacağız elbette. Fakat bugün biraz dışarıda durup yüzümüze, gözümüze çarpan tabloya, izlenimlere, havaya bakacağız. Adaylardan hiçbirini tanımıyor gibi yapacağız yani. Her şeyden bihaber bir seçmenin kendisine ulaşan mesajlara, görsellere, sloganlara, yolda gördüğü manzaralara dikkat çekeceğiz. Örneğin apolitik bir seçmen bu mesajları nasıl algılar, etkilenir mi, buna bakalım. Bir de politik seçmen, bilinçli seçmen açısından değerlendirelim. Önce sloganlara göz atalım...

Daha öncekiler ‘teneke’ mi?

Muhittin Böcek, “Herkesin başkanı”; Hakan Tütüncü ise “Antalya’nın altın çağı başlıyor” diye çıktı ortalığa. Bilinçli bir seçmen, bu ‘herkesin başkanı’ söylemini sıcak bulmaz. Oy verdiğim bir isim niye herkesin başkanı olsun ki? ‘Herkes’ ifadesi tarafsızlık, yansızlık, renksizlik içeriyor. Oysaki bilinçli seçmen taraf olan seçmendir. Oy verdiği insandan da taraf olmasını bekler. Taraf olursa ona oy verir. ‘Herkesin başkanı’ ifadesi bu açıdan ‘herkesi’ kapsamıyor. “Antalya’nın altın çağı” da ‘new age’ bir hava taşıyor. Modern zaman tarikatları, kardeşlik örgütleri, uzay çağı havarileri filan geliyor insanın aklına. Erdoğan’ın ‘ustalık dönemi’ söylemlerine bir gönderme yapılıyor, oradan yola çıkılarak, Kepez Belediyesi’nde 3 dönem başkanlığı geride bırakan Tütüncü’nün Büyükşehir hedefine ‘altın çağ’ deniliyor muhtemelen. Tabii bu ‘altın çağ’ söylemi, Muhittin Böcek belediyeciliğine karşı piyasaya sürüldüğü içi, mevcut yönetime de beceriksiz demiş oluyor. Fakat bilinçli seçmen açısından son derece problemli bir ifade bu... Eğer Antalya altın çağını Tütüncü’yle birlikte yaşayacaksa önceki dönemler ‘teneke’ miydi? Örneğin 2 dönem Antalya’yı yöneten AKP’li Menderes Türel bu kente ne yaşattı? Teneke çağı mı, taş devri mi?

Herkes’ orada, ‘altın’ burada

Şimdi de apolitik, sıradan bir seçmen gözüyle bakalım bu mesajlara: ‘Herkesin başkanı’ ifadesi, ‘Biz birlikte yaparız’ söyleminin yeni versiyonu gibi duruyor. Fakat tam da onu karşılamıyor. Çünkü ‘birlikte yapmak’ ayrı, ‘herkesin başkanı’ olmak ise farklıdır. Apolitik seçmen de bu slogana, politik seçmene benzer bir tepki verecektir. Yani mesaj seçmene pek geçmiyor, hatta biraz geri tepme ihtimali de mevcut. Tütüncü’nün ‘altın çağı’ ise içinde vaat barındırıyor. Son günlerde bu vaatler daha görünür hale gelmeye başladı. Bu sloganlar üzerinden söylersek Antalyalılar ‘bir 5 yıl daha’ ile ‘altın çağ’ vaatleri arasında karar verecek. Her iki söylem de aslında önceki icraata gönderme yapıp, seçmenden yetki bekliyor. Buradaki sihirli sözcük ‘altın’. Yani Tütüncü, ‘herkesin başkanı’ olacağını söyleyen, yani başkanlık vaat eden Böcek’e karşı ‘altın’ vaadini öne çıkartmış durumda. ‘Altın’ mı, ‘herkes’ mi?

Çıraklık yapmayana ustalık belgesi

Hakan Tütüncü’nün bu vaadi bütün ilçelerdeki AKP’li adaylar tarafından da kullanılınca raydan çıkmış oluyor. Mesela Kemer’deki Rahman Şeker de Muratpaşa’daki Özdemir Manavoğlu da ‘altın çağ’ vaat ediyor seçmene. Oysa seçmen bu isimlerin ne çıraklığını gördü, ne de kalfalığını, direkt ustalıktan başlıyorlar işe. O zaman da komik oluyor tabii. Bilen bilir; köylünün biri kendisine adres soran yolcuya, “Önce bir yürüyüşünü göreyim” demiş ya, onun hesap, önce bir yürüyüşünüzü, hatta emeklemenizi görelim. Ondan sonra altına, gümüşe, pırlantaya bakarız. Büyükşehir’deki vaatleri, hedefleri, iddiayı anlatan bu sloganlar ilçelere uyarlanınca saçma bir hale geliyor, gülünçleşiyor. Ya daha kapsayıcı sloganlar üretmek lazım ya da ilçeler için ayrı çalışmalar gerekiyor. İkincisi daha muteber, daha anlamlı olur.