Yaz dönemlerinin en büyük heyecanı transferlerdir.

Taraftarın gözü bu dönemlerde gelen ve gidenlerde olur.

En çok reytingleri ve ilgiyi ‘kim geliyor? Kim gidiyor’ alır.

Televizyon programları bu dönemde izlenir, gazeteler bu dönemde satış yapar.

Çünkü taraftarın en çok merak ettiği konu her daim transferdir.

Hatta taraftar transfere de doymaz.

Transferin son dakikasına kadar taraftar yeni oyuncu bekler.

Yani takımlarımız da transfer hiçbir zaman bitmez.

Her sene takımlar değişir, oyuncular yenilenir.

Böyle olunca da istikrar sağlanamaz, borç gittikçe artar.

İşte Türk futbolunun özeti…

Böyle olunca da borç gittikçe artar, transfer engelleri gelir, yasaklar ve puan silmeler derken kabus başlar.

Kadrolar şiştikçe, maaş ödemeleri geciktikçe dosyalar FİFA’ya tek tek gider.

Ne yazık ki Türkiye’de en önemli çözümü transfer yapmak sanıyoruz.

Elimizdeki oyuncuların performansını yukarı çekmeyi düşünmüyoruz.

Böyle olunca da deneme tahtası gibi futbolcuların biri geliyor biri gidiyor.

Borç büyüyor, puan silmeler, yasaklar ve düşüş başlıyor.

Türkiye’de taraftar kulübü yönetmeye başlarsa tehlike de başlıyor demektir.

Taraftar istedi diye transfer yapılmaz.

Yada taraftar istemediği için bir transferden vazgeçilmez.

Türkiye’de her ikisinin de örnekleri çok fazla.

Dün itibariyle transfer dönemi sona erdi.

Bakalım hangi kulüpler bu dönemi iyi kullandı kim popülist yaklaştı göreceğiz.