Başkent siyasetinde ekonomi ile ilgili söz düellosu sürerken, işten çıkartma yasağının 30 Haziran'da sona ereceği duyuruldu. Yasağın süresi uzatılır mı? Keşke… Çalışanlar endişeli, onları şimdiden işsizlik korkusu sardı bile. Zaten var olan işsizlik, Haziran ayı sonu itibariyle sona erecek. Sonrasında da işsizlik katlanarak artacak. Gelelim kısa çalışma ödeneğine. Ödenek süresi uzatılır mı? Veya son tarih için geri sayımda mı, o da belirsiz. Velhasıl-ı kelam şimdilik tık yok.
***
'Yakın tarihin en zor ekonomik dönemini yaşıyoruz' gibi beylik laflara girmek istemiyor, lafa böğründen giriyorum. Pandemi nedeniyle, ilk olarak geçtiğimiz yılın Nisan ayında ilan edilen işten çıkartma yasağı, 30 Haziran'da sonra erecekmiş. Hani artmaya devam eden işsizliğin önüne geçebilmek için işten çıkartma yasağı, geçtiğimiz yıldan bu yana belirli periyotlara uzatılmıştı ya. Acaba diyorum yine uzatılır mı? Zira işinden gücünden olan işsizlere verilen işsizlik maaşı da kesilirse. Ne olur 'Harç bitti yapı paydos' mu olur?
***
Ankara, 1 Temmuz itibariyle sokağa çıkma kısıtlamalarının tümüyle kaldırıldığını bildirdi ve sonrasında da, bir yılı aşkın süredir devam eden işten çıkartma yasağı, gündemin ta orta yerine oturdu. 30 Haziran'da sona erecek olan işten çıkartma yasağının süresi yeniden uzatılır mı? Ama denilene göre uzatılmadı. Yani, 1 Temmuz da tamam mı? Çalışanın kabusu başladı.
***
Esnafın durumu da ortada. Aylardır hesabı şaşan, ayakta kalmakta zorlanan hatta tükenen çoğu esnaf, camına 'devren kiralık' levhasını asıp kapıya kilit vurdu çoktan. Normalleşme süreciyle kepengi kaldıran esnaf ise para değil, borç biriktirdi. Çalışanların sayısını üç beş derken, bire ikiye düşürdü. Sırtındaki borç yükü nedeniyle ayakta kalabilme mücadelesi onunki de. Kamu bankaları, esnafa verdiği kredi taksitlerini 6 ay süreyle ertelediğini duyurdu da, para kazanamadıktan sonra ertelense ne yazar. Sağlanan krediler, kazanamayan esnafın borcunu arttırıyor o kadar. Esnaf borç kıskacında, borçlar faiz kıskacında.
***
Görünen köy ortada, kılavuz falan istemiyor. Toplumun ortak derdi aş, iş, ekmek. Gelir gider dengesi gibi bir kavram da iğdiş oldu. Millet kredi kartına ve bireysel kredilerde bulur oldu çareyi. O da çare mi, çaresizlik mi? Ama borç sarmalı bitmiyor, Ali'nin takkesi Veli'ye misali yuvarlanıp büyüyor. Da, iki yakayı bir araya getiremeyen, ödemelerin altından kalkamayan vatandaş soruyor 'yeni bir yöntem geliştirilebilir mi? Kim bilir?