Gazetelerin 3’üncü sayfa haberleri;
Son günlerde sokakta adalet arayan insan sayısının arttığını görüyoruz.
Adalet binası kapısında avukat dövenler, pompalı tüfeklerle can alanlar!
Ayrıldığı eşini öldürdükten sonra olay yerinden yürüyerek gidenler!
Ev sahibi kiracı cinayetleri!
Trafikte çocuğunun önünde linç edilen aileler!
Hoşgörüsüzlük, anlama, dinleme ve saygının bittiği bir toplumda yaşıyoruz.
Bu olaylar, Ekonomiye olan güvenin kalmadığı gibi, adalete olan güvenin de kaybolduğunun işaretleridir.
Herkes kendi adaletinin bekçisi!
Aç kalan tilki kasabaya inmiş. Sütçünün süt çanağını devirmiş, sütü içmiş. Fırıncının tezgâhından ekmek kapmış yemiş. Nihayet kasabın vitrininden de kocaman bir but kapıp bir güzel mideye indirmiş. Tilkinin ve etin kokusunu alan kasabanın tüm köpekleri toplanmış ve tilkiyi kovalamaya başlamışlar. Tilki önde köpekler arkada kovalamaca uzun bir müddet sürmüş. Bir süre sonra sütçünün köpeği yorulup takibi bırakmış. Bir müddet geçince bu sefer fırıncının köpeği tilkiyi bırakmak zorunda kalmış. En son kasabanın çıkışına yakın bir yerde kasabın köpeği de pes etmiş ve yorgunluktan dili bir karış dışarıda geri dönmüş. Tilkinin arkasında bir tek demircinin köpeği kalmış. Tilki önde, demircinin köpeği arkada ısrarlı kovalamaca devam etmiş. Kovalamaca kasabadan çıkılıp tepelere doğru sürerken tilki de artık dayanamamış ve durup kendisini kovalayan demircinin köpeğine söylenmiş.
‘Yahu arkadaş sütçünün sütünü içtim tamam, fırıncının ekmeğini yedim o da tamam hadi kasabın etini kaptım ama buna rağmen onlar bile pes etti peşimi bıraktı da ben demirciye ne yaptım ki bir türlü ayrılmıyorsun peşimden?’
Yukarıdaki öyküde tilkinin anlamadığı şey, demircinin köpeğinin menfaat değil, adalet peşinde olmasıydı. O’nun kafasındaki sistem, karşılıklı menfaate dayalı kapitalist sistemken, demircinin köpeğindeki sistem evrensel hukuktu. Yani bana zarar vermen şart değil. Sen başkalarına zarar verdiğin için suçlusun.
***
Fransa’da 1800’lerde ünlü avukat Berryer fakirlik içinde ölürken genç meslektaşları:
‘Üstat’ demişler, ‘Ayaklarınızın altına altın torbaları koymuşlardı, neden almadınız?’
‘Almak için eğilmem lazımdı!’ demiş Berryer.
***
Fransa’da İkinci Dünya Savaşı sonrası Nazilerle işbirliği yapan Pierre Laval mahkemeye çıkarıldığında De Gaulle’ün avukatlara işbirlikçi Laval’ın davasını üstlenmelerini söylediği, ‘Laval savunma yapmadan mahkûm olmamalı, böylesi bir lekeyi Fransa adalet tarihine sürdürmeyin’ dediği biliniyor.
Ne demişti Konfüçyüs?
‘Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner’