18 Mayıs akşamı, Türkiye'nin en büyük kupasının final maçında ne yazık ki çok büyük bir rezalet yaşandı. Tüm Türkiye'nin gözleri önünde tiyatro oynandı. Hatta İzmir'de yaşananlar, Şampiyonlar Ligi'nin iki yıldır neden Türkiye'nin elinden alındığının da göstergesi oldu. Böylesine beceriksiz, içten pazarlıklı, taraflı bir Türkiye Futbol Federasyonu, asla Şampiyonlar Ligi gibi futbolun en büyük organizasyonlarından birisini düzenleyebilecek beceriye sahip değildir. Maçtan bir gün önce karışlamanın seyircisiz oynanacağını açıklayarak TFF zaten amacını belli etmişti. Sponsor adı altında Beşiktaşlı seyirciler içeriye alınacak, stadyumda 250 Antalyasporlu taraftar buna karşılık ise 5 bin Beşiktaşlı olacaktı. Planlar tam da istenildiği gibi işledi ve stadyuma 250 Antalyaspor taraftarı alınırken, 5 binden fazla Beşiktaşlı lebalep tribünde oturdu. İzmir'e gelen ancak, seyircisiz (!) olarak açıklandığı için içeriye giremeyen taraftar ise dışarıda biber gazlı müdahaleyi maruz kaldı. Antalyaspor Başkanı Mustafa Yılmaz, dışarıdaki taraftarın stadyuma alınmasını istedi ancak TFF Başkanı Nihat Özdemir ve TFF yöneticileri tarafından kabul görmedi. Mustafa Yılmaz ise tam da gerektiği gibi, onların anladığı dilden tepkisini dile getirdi. Hem de protokol tribününde. Yüzlerine baka baka. Türkiye'de hakkı yenen, karşılaşmaları masada kaybeden hiçbir kulüp başkanının bugüne kadar yapmadığı ve yapamadığı kadar tepki gösterdi. Ben bir Antalyasporlu olarak Mustafa Yılmaz'ı kulübün ve taraftarın haklarını sonuna kadar savunduğu için tebrik ve teşekkür ediyorum. Peki Antalyaspor'un eski başkanlarından olan, bu kulübün kurucusu rahmetli Atilla Konuk'un damadı Türkiye Futbol Federasyonu yönetim kurulu üyesi Hasan Akıncıoğlu ne yaptı? Hiçbir şey… Sadece sessizce oturdu ve izledi. Hasan Akıncıoğlu, TFF'nin Antalyaspor'a yaşattığı bu büyük haksızlığın ardından mutlaka Türkiye Futbol Federasyonu'ndaki görevinden istifa etmelidir. Başta kendi vicdanı için sonra da Antalya'nın ve Antalyaspor'un hakları için.