4 Şubat'ta yaşanan deprem ile birlikte büyük acılar yaşadık yaşamaya da devam ediyoruz.
Maddi yaralar zamanla sarılacak ancak manevi yaralar sonsuza kadar bizimle yaşayacak.
Unutmayacağız, unutturmayacağız.
Zaten doğru olan da bu.
Bir taraftan depremin acısını içimizde yaşamaya devam ederken diğer yandan da Türkiye'de futbol yeniden başladı.
Antalyaspor da bu tatsız, acılı günlerimizde aldığı Kayserispor galibiyeti ile gönül verenleri mutlu etmeyi başardı.
Ancak hafta sonu, Alanya Kestelspor kafilesini taşıyan otobüsün kaza yaptığı haberi ile adeta yıkıldık.
Kazada 15 kişi yaralandı.
En büyük teselli ise can kaybının olmaması.
Ancak ağır yaralılar var.
Umarım yaralılar da en kısa sürede iyileşir ve eski yaşantılarına geri dönerler.
Çok büyük ve üzücü bir kaza.
Aklıma yıllar öncesinde Samsunspor'un geçirdiği kaza geldi.
Türk futbolunun en kara günüdür 20 Ocak 1989 yılı.
Malatyaspor deplasmanına giden Samsunspor futbol takımının bulunduğu otobüs, Havza ilçesinde kamyon ile çarpışmış, kazada teknik direktör Nuri Asan, futbolcular Mete Adanır, Muzaffer Badalıoğlu ve Zoran Tomic ile otobüs şoförü Asım Özkan yaşamını yitirmişti.
Bu kazada hayatta kalan birçok oyuncu ve kafile üyesi de ciddi şekilde yaralanmış ve sakat kalmıştı.
Trafik kazasından dolayı Samsunspor, 1988-89 sezonuna devam edememiş sezonun sonuna dek tüm maçlarda hükmen 3-0 mağlup sayılmıştı.
Bir süre sonra Samsunspor, kırmızı ve beyaz olan renklerine kaybettiği isimlerin anısına siyah rengini de eklemişti.
Şimdi Kestelspor'a bakıyorum.
Kazadan yaralı kurtulan oyuncular bu tramvayı nasıl atlatacaklar?
Yeşil sahalara yeniden nasıl çıkacaklar?
Mutlaka Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Kestelspor ile ilgili bir karar alacaktır.
Bana göre Kestelspor ligin kalan bölümünü devam edemez. Bu nedenle aynı deprem bölgesinde ligden çekilen takımlara uygulanan statünün Kestelspor için de uygulanması doğru olandır.