Bir dans başlıyor… Kanla ve barutla.
John Wick 5 gelir mi? Demiştim… Bundan tam tamına 26 ay önce. Hâlâ geleceğine inancım tam ama belli ki yapımcılar, biraz olsun ortalığı sakinleştirmek ve evreni sıcak tutmak için Ballerina’yı ortaya çıkardı.
Aksiyon sinemasının en ikonik serilerinden biri olan John Wick, her yeni filmle kendi mitolojisini genişletmeyi sürdürüyor. Bu evrenden doğan en yeni halka ise bir kadın suikastçının intikam hikâyesini merkezine alan Ballerina. Başrolünde Ana de Armas’ın yer aldığı bu yapım, kurşunların gölgesinde dans eden bir kadının hikâyesini anlatıyor.
İlk kez John Wick 3 ve 4’te sadece birkaç saniyelik sahnelerle karşımıza çıkan ‘balerinler’ bu kez başrolde. Rus mafyasına bağlı bir suikast akademisi olarak işleyen bu gizemli yapı, zarafet ve ölümün nasıl bir arada var olabileceğini gözler önüne seriyor. Ballerina'nın hikâyesi tam da bu karanlık akademinin gölgesinde doğuyor.
Filmin başkarakteri Eve, ailesini öldüren adamlardan intikam almak için eğitimli bir ölüm makinesine dönüşüyor. Ama bu sadece bir ‘intikam öyküsü’ değil. Bu, geçmişin hayaletleriyle dans eden bir kadının hayatta kalma mücadelesi.
Ana de Armas’ın canlandırdığı Eve karakteri, fiziksel ve duygusal anlamda güçlü bir kadın portresi çiziyor. Bir dansçının zarafetiyle, bir suikastçının soğukkanlılığını birleştiriyor. John Wick evreninin ‘acımasız ama havalı’ doğasına tam anlamıyla uyuyor. Eve, sadece hedeflerini öldürmekle kalmıyor; onları sahneden siliyor.
Film, aksiyonu adeta bir bale gibi koreografik bir düzleme taşıyor. Tetik düşerken kemik kırılıyor, cam kırılırken ritim tutuyor. Ballerina, klasik John Wick estetiğini korurken aynı zamanda kadın merkezli, daha duygusal bir katman da ekliyor.
Elbette ki Ballerina, John Wick evrenine göz kırpıyor: Continental Otel, Winston, hatta Keanu Reeves’in kısa da olsa bir rolü var. Ama film, bu dev gölgenin altında ezilmeden, kendi hikâyesini anlatmayı başarıyor.
Ve itiraf edelim; bu evrenin artık genişlemeye ihtiyacı vardı. Tıpkı Marvel ya da Star Wars gibi, John Wick de kendi yan hikâyeleriyle büyüyen bir sinema evrenine dönüşüyor. Ballerina, seyirciyle bağ kurarsa, kendi serisini yaratabilecek potansiyele sahip.
Ballerina, sadece bir aksiyon filmi değil; ölümle hayat arasında bir sahnede dans eden bir kadının direniş hikâyesi. John Wick’in başlattığı yolculuğun kadın versiyonu… Belki de sinemanın ihtiyacı olan şey tam olarak bu: Hem kırılgan hem güçlü, hem zarif hem ölümcül bir kahraman.
Perdede bu kez dans eden bir tetikçi var. Ve bu dans, sahnede değil; kanın ve barutun içinde yapılıyor.