Tarihin tozlu sayfalarına kısa bir yolculuk… Orta Asya’da hüküm süren Asya Hun İmparatorluğu’ndan sonra, Türk tarihinin ikinci büyük devleti olan Göktürkler beyaz perdeye taşınıyor.

‘İlk Göktürk’; adından da anlaşılacağı üzere, Göktürkler’in yani Orta Asya’da ‘Türk’ adıyla kurulan ilk devletinin kuruluş sürecine odaklanıyor. Bu dönem, Orhun Yazıtları’ndan da bildiğimiz üzere Bilge Kağan, Tonyukuk, Kül Tigin gibi hem kültürel hem de siyasi açıdan son derece önemli figürleri barındırıyor.

Haberi ilk duyduğumda heyecanlandığımı itiraf etmeliyim. Böyle bir projenin sinema diliyle anlatılması, Türk tarihinin dünya ölçeğinde görünürlük kazanması açısından oldukça önemli bir rol oynar. Ancak aynı anda kafamda şu soru da yankılandı: “Böylesine dev bir hikâyenin altından kalkılabilir mi?” Bu tarz tarihî projeleri her zaman çok özel bulurum. Layıkıyla yapılması, hakkının verilmesi gerektiğini düşünürüm. Aksi takdirde, tarihin itibarı da, anlatının kendisi de zedelenebilir.

Projenin arkasında Alper Çağlar ismi var. Daha önceki yapımlarında milliyetçi tonuyla dikkat çeken yönetmenin bu kez çok daha büyük bir tarihi mirasa el attığını görüyoruz. ‘İlk Göktürk’ uzun süredir konuşuluyor ancak yaşanan çeşitli aksilikler nedeniyle bir türlü ekranlara taşınamadı. Buna rağmen yönetmenin sadık izleyici kitlesi projeyi büyük bir sabırsızlıkla bekliyor.

Yapımın en dikkat çeken yanlarından biri, alışılmışın dışında bir yayın planına sahip olması. Projenin ilk bölümü yaklaşık 100 dakikalık bir dizi formatında Max platformunda yayınlanacak, ardından 230 dakikalık sinema filmi ile devam edecek. Yani izleyici önce evde ekran başında, sonra sinema salonunda bu anlatıya tanık olacak. Bu yaklaşım hem cesur hem de oldukça riskli. Çünkü dijital platformda yayınlanan ilk kısım izleyiciyi yeterince etkileyemezse, filmin sinema ayağı ciddi yara alabilir. Öte yandan güçlü bir açılış, gişede önemli bir başarıyı da beraberinde getirebilir. Türkiye’de ilk kez denenecek bu modelin nasıl sonuç vereceğini hep birlikte göreceğiz.

Ancak ne yazık ki her şey planlandığı gibi ilerlemiyor. Çekimleri hâlâ devam eden projenin başrol oyuncusunun değiştiği bilgisi paylaşıldı. Bu tür değişiklikler prodüksiyon sürecini olumsuz etkileyebilir. İzleyici projeyi görmek için sabırsızlanırken, böyle bir değişikliğin yayın tarihini erteleyeceği neredeyse kesin. Üstelik hala net bir yayın tarihi paylaşılmış değil.

Sonuç olarak ortada büyük bir iddia var ama henüz bu iddiayı doğrulayacak bir yapım yok. İlk Göktürk eğer gerçekten hakkıyla tamamlanırsa, Türk tarihinin sinemadaki en anlamlı temsillerinden biri olabilir. Ama eğer beklentiyi karşılayamazsa, sadece çok konuşulup çabuk unutulan projelerden biri olarak kalması da mümkün. O yüzden şimdilik övgüler için erken, eleştiriler içinse beklemedeyiz. Göktürkler’in hikâyesi çok büyük ve destansı, onu anlatacak film de öyle olmalı.