Hatay’dan milletvekili seçilen Can Atalay halen cezaevinde... Herkes yemin etti, Atalay ise zindanda tutuluyor. Açık, net, tartışmasız bir anayasa ihlali... Çünkü sandıktan çıktığı an itibarıyla artık milletvekili dokunulmazlığı kazandı ve yeri meclistir. Milletvekilliği boyunca dokunulmazlığı sürdükçe eski ya da yeni hiçbir davadan yargılanamaz, hepsi görevinin biteceği zamana ertelenir. Can Atalay hakkındaki karar kesinleşmiş değil. Zaten kesin olsaydı aday gösterilemezdi. TİP onu Hatay’dan aday gösterdi ve Yüksek Seçim Kurulu da bu adaylığı onayladı. Adaylığına engel hiçbir durumun olmadığını deklare etti yani. Atalay’ın adaylığına engel yoksa vekilliğine de engel yoktur. Hakları anayasayla güvence altına alınmıştır. YSK zaten mazbatasını da avukatlarına teslim etti. Anayasal haklardan, yani onun ve onu seçip meclise gönderen seçmenin haklarından bahsediyoruz. Bu anayasal hakka rağmen Atalay cezaevinde tutularak halkın iradesi gasp ediliyor. Bu bir gasptır.
TİP’ten açıklama
Türkiye İşçi Partisi, dün 36 il ve 85 ayrı noktada ‘Halkın vekili Can Atalay’a özgürlük’ açıklaması yaptı. TİP’in yaptığı açıklamada, “Avukat Şerafettin Can Atalay, Gezi Parkı davası nedeniyle 25 Nisan 2022 tarihinden bu yana esirdir” deniyor. Milletvekili seçildiği halde salınmamış olması bunu kanıtlıyor, tutuklu değil esir olduğunu gösteriyor zaten. TİP’in açıklamasını birlikte okuyalım: “Gezi’nin, Soma’nın, Alacadağ’ın, Çorlu tren katliamının ve birçok hak mücadelesinin, halkın avukatı Can Atalay, hiçbir delil olmaksızın, Gezi Davası sonucunda siyasi iktidar tarafından yargı eli ile esir alınmıştır. Ve hala Silivri Cezaevi’nde tutsaktır. Depremde yerle bir olmuş ama gelecek güzel günlere inanıcının kaybetmemiş Hatay halkının umudunu, direnişini, teslim olmayışını, yeniden ayağa kalkışını abideleştirmek için de Hataylı seçmenler tarafından Türkiye İşçi Partisi adayı olarak 28. Dönem Milletvekilliği Seçimlerinde milletin, halkın, Hatay’ın, ülkenin milletvekili seçilmiştir. YSK tarafından milletvekilliği mazbatası avukatlarına verilmiş ama Meclisteki milletvekilliği yeminine kadar esareti sona erdirilmesi gerekirken sona erdirilmemiş, halkın, milletin vekili esir tutulmaya devam edilmektedir”.
Anayasaya aykırı bir durum
“Siyasi irade anayasal suç işlemektedir. Zira Anayasa’nın 83. Maddesi, ‘Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis’in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz’ demektedir. Can Atalay’ın tutuklu kalması için TBMM tarafından verilmiş bir karar yoktur. YSK’nın mazbata vermesini takiben savcının hemen görüşünü bildirip dosyayı Yargıtay’a göndermesi gerekirken Yargıtay Başsavcısı henüz dosyayı eline almamış, görüş bildirmemiştir. Dosya bile isteye iktidarın karadeliğinde tutulmakta, bizim de halkın da canı sıkılmaya, hukuk dışı uygulamalar ile siyasi makamlara ram olmuş yargı; kazanılan vekillik, verilen oy sebebi ile Hatay’dan ve sosyalistlerden intikam almaya çalışmaktadır. Biz yılmayız, yıkılmayız, İnadımız irademizdir. Anayasa’ya açıkça aykırı bu duruma derhal son verilmesini talep ediyoruz”.
Halka rağmen devam eden cezaevi
TİP’in yaptığı açıklama böyle. Tablo çok net bir şekilde anlatılmış. 14 Mayıs’ta seçmene, “Bu isimlere, bu partilere oy verebilirsin” diye bir pusula sunuluyor. Kim sunuyor bunu? Devlet... O devletin anayasal bir kurumu olan YSK sunuyor yanı. Vatandaş da gidiyor, devletin ‘bunlara oy verebilirsiniz’ dediği isimlerden ve partilerden kendisine yakın bulduğuna oy veriyor. Çünkü anayasa var. ‘Devlet anayasayı çiğnemez’ diye düşünüyor vatandaş. Hatay’da da on binlerce seçmen cezaevinden çıksın ve mecliste halkı savunsun diye Can Atalay’a oy veriyor. Altını çizelim, vurgulayalım, dikkat çekelim: On binlerce insan, cezaevinden çıksın diye oy veriyor. Fakat devlet Atalay’ı salmıyor, yemin bile ettirmiyor. Sonra da, “Demokrasi tecelli etti”, “Türkiye hukuk devletidir”, “Dünya bizi kıskanıyor” mavraları. Bu ne o zaman?