Kusursuz olmak mıdır asıl mesele?

Kusurlarını açıkça gösterebiliyor ve bunlardan utanmıyor olmak mıdır ya da?

Leonard Cohen, bir şarkısında ‘Kusursuzluğu silin aklınızdan’ diyor ve ekliyor ardından; her şeyde bir çatlak vardır ve ışık içeri ancak böyle sızar…

Okuyup etkilendiğim bir sosyal psikoloji deneyinden söz etmek istiyorum.

1960’lı yıllarda Psikolog Elliot Aronson tarafından yapılan bir sosyal deney olan ‘Pratfall Etkisi’.

Pratfall Etkisi, aslında bize, kusursuz olmanın her zaman en iyi olmaya yetmediğini anlatıyor. Deney, insanların yaptığı hataların onları daha sempatik ve çekici bir hale getirdiğini söylüyor.

Kısaca; deneyin nasıl gerçekleştiğinden bahsetmek istiyorum.

Deney ekibi 4 kişiden oluşuyor. Dördüne çeşitli sorular soruluyor ve ses kaydına alınıyor. Sonrasında alınan ses kayıtları, katılımcılara dinletiliyor ve hangisinin daha çekici olduğunun değerlendirilmesi isteniyor. Deneklerden biri sorulara ortalama cevaplar veriyor ve hiçbir sakarlık yapmıyor, diğer ortalama cevap veren kişi ise yanındaki kahveyi döküyor ve tepki veriyor. Diğer iki kişi ise soruların tamamına doğru cevaplar verip biri sakarlık yaparken; diğeri yapmıyor.

Sonuç ise ses kayıtlarını dinleyen katılımcıların, soruların tamamına doğru cevap verip çeşitli sakarlıklar yapan kişiyi daha çekici bulduğu yönünde neticeleniyor. Soruların tamamına doğru cevap verip sakarlık yapmayan kişi ise soğuk ve uzak bulunuyor. En az çekici bulunan ise hem ortalama cevap veren hem de sakarlık yapan denek oluyor.

Ama biz ne çok korkuyoruz, indirirsek gardımızı ve görürlerse çatlaklarımızı diye.

Aslında bu deney o kadar çok alt mesaj barındırıyor ki.

Bizi; belki de dünyaya geliş amacımız olan hatalarımız, insan olmanın ortak paydasında buluşturuyor.

Sanıyoruz ki hatalarımız dünyanın sonunu getirecek. Demirden bir kapı olmadığımızı, kırıldığımızı, bazen çatlaklarımızın bazense hatalarımızın olduğunu göstermek her zaman sandığımız kadar ürkütücü değildir belki de.

Galiba en çok da insan olduğumuzu hatırlamaya ihtiyacımız var.

Kusursuzluk da bir kusurdur bazen.

Düştüğünde gülen insanı, düştüğünü asla kabullenemeyenden daha çok severiz.

Aslında insan beyni, hataları seviyor. Çünkü kusursuzluk gerçeklik algısına uzak ve beynimiz de bunun farkında.

Hatalar, insanlığa verilmiş en güzel hak.

Bir gerçek var ki, hata yapmaktan vazgeçtiğiniz an hayatta hiçbir aşama kaydedemiyorsunuz.

‘Benim güzel hatalarım var’ diyerek devam etmenin hafifliğiyle, daha da değişir ve gelişir hale geliyor insan.

Görebilirse, hatalar koruyucu kalkanıdır insanın.

Yeter ki çatlaklarından ışık almayı bilsin.