Yaz aylarında nüfusu 2,5 milyonu aşan Antalya, turizmin getirdiği refah kadar, atık yönetimi konusunda da ciddi bir sınavla karşı karşıya. Düşünün ki turizm sezonunda günlük atık miktarı kış aylarına göre üç kat artıyor. TÜİK verilerine göre Türkiye’de kişi başına günlük 1,18 kilogram atık üretilirken Antalya’da bu rakam turizm sezonunda 1,5 kilogramın üzerine çıkıyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2024 verilerine baktığımızda, Antalya’da yıllık 1,2 milyon ton katı atık toplanıyor. Ancak geri dönüşüm oranı yüzde 12 civarında kalıyor. Özellikle Lara, Kundu ve Belek’teki otel bölgelerinde üretilen plastik atık miktarı dikkat çekici. Bu plastiklerin önemli bir kısmı, yeterince ayrıştırılmadığı için geri kazanılamıyor ve nihayetinde Akdeniz’in ekosistemine zarar veriyor.

Peki bu sorunu nasıl fırsata çevirebiliriz? İlk adım, kaynak ayrıştırmanın sistemli hale getirilmesi. Kepez ve Muratpaşa’da başlatılan pilot uygulamalar umut verici... Apartman ve sitelerde uygulanan düzenli ayrıştırma sistemiyle geri dönüşüm oranı yüzde 35’e kadar çıkabiliyor.

İkinci adım ise atıktan enerji üretimi. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Döşemealtı’ndaki çöp gazı enerji tesisi, yılda yaklaşık 6 megawatt elektrik üretebiliyor. Bu kapasite artırılabilir. Avrupa’da benzer tesislerde atık, hem elektriğe hem de ısınmada kullanılan ısıya dönüştürülüyor.

Üçüncü adım, özel sektörün devreye girmesi. Konyaaltı’nda bazı butik oteller “sıfır atık” sertifikası alarak örnek oluyor. Bu oteller, organik atıklarını kompost yapıyor, plastik kullanımını minimize ediyor ve misafirlerine cam şişelerde su sunuyor. Sonuç? Hem işletme maliyetleri düşüyor hem de çevre dostu imaj, turizm gelirlerini artırıyor.

Atık sorunu aslında bir ekonomi fırsatı. Antalya’nın 12 aylık turizm hedefi varsa 12 aylık sürdürülebilir atık yönetimi de olmalı. Çöpten enerji, kompost üretimi, geri dönüşüm sanayii… Hepsi istihdam ve gelir demek. Akdeniz’in incisi, bu konuda da öncü olabilir.