Yargı kriziyle ilgili, uçağa aldığı gazetecilere açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bireysel başvuru hakkını, zamanında Anayasa Mahkemesi’nin çalışmalarına hız kazandırır diyerek çıkarttılar” demiş. “Çıkarttık” demiyor, “çıkarttılar” diyor. ‘Bireysel başvuru hakkı’ ne zaman çıktı? 23 Eylül 2012’de… Kim çıkarttı? Erdoğan başbakanlığındaki 3. AKP hükümeti. Yani o başka bir Erdoğan. O Başbakan Erdoğan’dı, bu lafları söyleyen ise Cumhurbaşkanı Erdoğan. Ne diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Erdoğan’ın çıkarttığı bireysel başvuru hakkında? “Şu anda bir öğrendim. Dedim ne kadar bireysel başvuru var? Yanıt 130 bin. Demek ki Anayasa Mahkemesi’nin çalışmalarını hızlandırma hedefini sağlamamış maalesef. Bunların üzerinde durmak, hayali davranmamak lazım”. Hayali davranan kim? Başbakan Erdoğan... Bunu kim söylüyor? Cumhurbaşkanı Erdoğan. Aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Erdoğan’ın kulağını çekiyor. O başka biri, bu başka biri… Millet de ‘bireysel başvuru hakkını CHP çıkarttı’ sanıyor. “Çıkarttılar” sözcüğünün alamet-i farikası, kullanılma gerekçesi bu zaten.
Yargı krizi burada kalmaz
İnsanın ruh sağlığını bozan bu fasit dairenin, kısır döngünün, sarmalın içine girmeyelim şimdi. Onlarca, yüzlerce, binlerce yıllık doğrular, en doğrular, en haklılar, en gerçekler ıskartaya çıkabilir bir anda. Amaç da budur zaten. Uçurtmayı Vurmasınlar filminde, altını ıslatan minik oyuncu Ozan, “Ben yapmadım, Miki yaptı” diyerek, külotunun önündeki Miki Mouse’u gösterir. İşte öyle bir şey… Bu yargı krizi, hatta darbesini uzun süre konuşacağız. Yeni deprem dalgaları da gelecektir. Çünkü kriz burada kalmaz. Yargıda örgütlenen iki güç, iki ekip, iki hedef, iki niyet birbiriyle savaşıyor. Erdoğan ‘şimdilik’ Yargıtay tarafında… Anayasa Mahkemesi tarafına ne zaman ve nasıl geçer? Daha doğrusu, geçer mi? Bu sorunun yanıtı, MHP’yle yürütülen ortaklığın içeriği ya da zorunluluğunda yatıyor? Erdoğan bu ittifaka, bu örtülü koalisyona ne kadar mecbur? Görünen o ki, İçişleri’nde kaybedilen pozisyonların rövanşı yargıda alınıyor.
Kalem İmamoğlu’nun elinde
Tabii bir de yaklaşan yerel seçimler var. İktidar bloğu içindeki çatlak, devlet mekanizması kullanılarak, hatta silaha dönüştürülerek verilen mesajlar yerel seçimlere de yansıyacak. En azından adaylar düzeyindeki matematik bu çatlağın sonucuna göre işleyecek. İktidar kanatları arasında barış sağlanırsa ona göre bir kurgu, çatlak daha da derinleşirse bambaşka bir senaryo ortaya çıkacak. Artık TİP’in meselesi olmaktan çıkıp, bütün siyasetleri ilgilendiren, hatta devletin önümüzdeki süreçte alacağı kıvamı bile belirleyecek olan bir yargı darbesine dönüşen bu durum, dağılan muhalefeti de yeniden toplayacaktır. Geçmişin ‘Altılı Masa’ partilerinden peş peşe gelen açıklamalar ve birbirini destekleyen söylemler bunu gösteriyor. Yani iktidar bloğunda kendini gösteren çatlağa karşı muhalefette bir toparlanma. Bu toparlanma, CHP’de genel başkan değişikliğiyle birlikte oluşan hevesleri, umutları, hesapları yine başka bir bahara erteleyebilir. CHP’de Özgür Özel’in genel başkanlığıyla birlikte, yerel seçim vitrinini belirleme gücü de, onu en baştan beri destekleyen Ekrem İmamoğlu’na geçti. Yani kalem İmamoğlu’nun elinde artık
CHP’nin önündeki büyük sınav
İmamoğlu’nun İYİ Parti lideri Akşener’le arası çok iyi Cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecinde bütün Türkiye buna tanık oldu zaten. CHP’deki genel başkan değişimi, yargı darbesine karşı sergilenen ortak dille birleşerek, harmanlanarak yeniden yerel ittifaklara dönüşebilir. Bu ittifakın mimarisinde Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş etkin olacaktır. İYİ Parti’nin erken adaylık açıklamaları da muhtemelen pazarlık payını artırma, elini güçlendirme amacı taşıyor. Büyükşehir adayları konusundaki kurgunun, mevcut ortaklığın bu seçimlerde de süreceğini düşünebiliriz. Özgür Özel bazı radikal kararlara, aday değişimlerine imza atabilir, beklentileri boşa çıkarabilir; ama bu adımlar çok sürpriz, çok keskin olmayacaktır. Özgür Özel yönetimindeki CHP’nin yargı krizi ve Can Atalay’a özgürlük konusunda izleyeceği kararlı siyaset, sol oylar için de bir çekim merkezi yaratabilir. CHP’nin önünde böyle bir sınav duruyor.