Otoriter rejimlerde toplumu yönetmenin üç argümanı vardır;
Din, vatan, aile
Yani; Allah korkusu, vatan sevgisi ve kutsal aile bağları.
Avrupa’da eskiden buna ‘Yeni Devlet Rejimi’ deniliyordu.
Monarşi ve daha ilerisi, faşizm ve diktatörlük!
Avrupa’da 1950 ve 1970’ler arası süren bu rejim Portekiz’deki ‘Karanfil Devrimi’ ile 1974 yılında ömrünü yitirdi.
Fakat ne gariptir ki, 21’inci yüzyılda bu rejime dönme hevesleri kabarmaktadır.
Diktatörlük özlemi içinde olanlar.
Yeni savaşlar, yeni kıyımlar!
***
Neydi Karanfil Devrimi?
Portekiz'de 1950’den 1974 yılına kadar sanattan spora, siyasetten bilime her alanda baskı vardır, sansür vardır, hapishanelerde binlerce insan işkence görmektedir. 25 Nisan 1974’te şiddet kullanmadan gerçekleştirilen bir halk darbesi ile Diktatör Salazar dönemi sona ermiştir. Bu sivil darbe, Portekiz'in otoriter bir diktatörlükten kurtulup demokrasiye geçişini gerçekleştirecek iki yıllık bir değişimin de başlangıcı olmuştur.
Portekiz özgürleşmiştir.
Nasıl oldu?
1974 Eurovision Şarkı Yarışması’nda Portekiz'i temsil eden Paulo de Carvalho'nun ‘E depoi do adeus’ (Vedalaştıktan sonra!) isimli şarkısının çalınmasıyla devrimin sinyalleri gelmeye başladı.
25 Nisan 1974 günü Zeca Alfonso'nun ulusal radyo kanalında söylenen “Grandola Villa Morena” (Kahverengi Şehir!) adlı şarkısı ile darbe başlamış, sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen halk düşük rütbeli subayların başlattığı darbeyi desteklemek amacıyla sokaklara taşmıştır. Fakat asker halkı itidale çağırır, bu söylem daha sonra yerini şarkılara bırakır.
Herkes devrim şarkısını söylemektedir. Askerilerin ele geçirdiği stratejik noktalardan biri olan Lizbon Çiçek Pazarı'nda fazla sayıda olan karanfilleri silah ve tank namlularına soktukları görüntüler tüm dünyaya yayılır.
Darbenin adı da konmuştur artık: Karanfil Devrimi.
20’nci yüzyılın en önemli devrimlerinden biridir.
Darbenin, düşük rütbeli subaylar ve sol görüşlü askerlerin desteğinde yapılmasından dolayı “Yüzbaşılar Hareketi” olarak da bilinmektedir. Darbenin ardından göreve gelen Ulusal Kurtuluş Cuntası yurttaşlık haklarını ve demokratik hakları sağlamlaştırmak, yeni bir anayasa hazırlanması için bütün yurttaşların sahip olduğu tek dereceli oy hakkıyla özgür seçimler gerçekleştirmek ve sömürgeleri tekrar barışa kavuşturmak görevini üstlenir.
Siyasi polis teşkilatı dağıtılır, siyasi tutuklular özgür bırakılır ve sansür kaldırılır.
25 yıllık diktatörlük sona ermiştir.
Devrimden iki ay sonra haziran ayının ilk günü Portela Havaalanı’na bir uçak iner.
Uçağın yolcularından biri de dünyaca ünlü yazar Gabriel Garcia Marquez’dir.
Marquez, Karanfil Devrimi ile ilgili duygularını şöyle dile getirir:
“Gençlikteki o ilk karşılaşmalara özgü deneyimi yeniden yaşıyor gibiydim. Etrafta sadece Portekiz’e erken gelmiş yazın ve deniz mahsullerinin kokusunu değil, her yere sinmiş yeni türde bir özgürleşmenin meltemini de teneffüs etmemek elde değildi.”
Geçtiğimiz 25 Nisan, Portekiz’de Karanfil Devrimi’nin 51’inci yıl dönümüydü.
Ne eski devlet rejimi ne de yeni dünya düzeni.
Dünyanın özlemini çektiği;
Herkesin içine sinmiş bir özgürlük melteminin teneffüsü!