Zamlar yağmaya başladı ya iflah olmaz artık. Ardı arkası yağmur gibi gelir iğneden ipliğe. Ekonomik krizin acı reçetesi için ilk adım çaya şekere zam ile başladı milletin ağzının tadı kaçtı, keyif çayı keyif bırakmadı. Ardından mazota geldi, olmadı elektriğe de yüzde 15 zam geldi. Ve de enerji sektörünün artan maliyetleri elektriğe zam olarak yansıdı. Sözün özü, elektrik artık yüzde 15 daha pahalı. Zamlı tarife dün itibariyle uygulanmaya başladı bile. Vatana millete hayırlı olsun!
* * *
Motorinin litre fiyatına yerel seçim sonrası 23 kuruşluk zam yapılmıştı. Kuru çaya yüzde 15 zam yapıldı. Hemen ardından şeker fiyatı da yüzde 16 zamlandı. Ehh benzine 10 kuruşluk zam ile doğalgaza yapılacak zam da eli kulağında. Bugün yarın kucağımıza düşer. BOTAŞ'ın Temmuz ayında doğalgaza çift haneli zam yapması bekleniyormuş.
* * *
Seçim meçim derken birkaç ay millet oyalandı, seçim bitti böyle oldu. Unutmadık, elektrik ve doğalgazda indirim müjdesiyle başlamıştı yerel seçim kampanyası. Eee ne oldu, seçim bitti fatura yine vatandaşa kesildi. Biz bunu biliyoruz. Elektrik enerjisi tüm sektörler için temel girdi niteliğinde olduğu için, önümüzdeki günlerde tüm mal ve hizmetlerin bir kez daha zamlanması kaçınılmaz. Nokta.
* * *
Peki soru şu; elektrik tarifelerine yerel seçimlerin hemen ardından yapılan zammın gerekçesi ekonomik mi, siyasi mi? Ben pek anlamadım da üzerinize afiyet. Yapılan ve yapılacak olan zamlar vatandaşta yeni bir yoksullaşma dalgası yaratır mı? Elbette bu sorunun yanıtı bizde değil. Asgari ücretliye, memura, emekliye göre ekonomik gidişat ürkütücü. Esnaf deseniz bir sor bin ah işit modunda. Elektrik zammını da işin içine kattığınızda, esnaf bir bir kepenk indirmeyi hızlandırır. Ekonomik daralma nedeniyle işsizliğe de çözüm bulanamıyor. İstihdam adı altında işsiz kalanlar da ayrı. Yani şöyle kabaca hesap kitap yapsanız asgari ücretin yüzde 7-8'i gibi bir rakam elektrik faturasına gidiyor. Telefon, su, doğalgaz faturaları varsa kira derken, sıfıra sıfır elde kaldı sıfır. Haydi buyurun!..