Kedi ve köpeklerin anlaşması, nadir görülen olaylar arasında yer alıyor gibi gözükse de, aslında iki tür de istediklerinde arkadaş canlısı olabiliyorlar. Buna rağmen Milo, kediler konusunda oldukça arkadaş canlısı yaklaşırken; kediler, Milo için aynı düşünmüyorlardı.

Milo, yürümek yerine kucağa alınmayı tercih edecek kadar yavru bir köpekken, sahile doğru yaptığımız bir yolculuk sırasında, kendi gibi küçük bir kediye rastlamıştı. İçindeki masum sevgiyle kediye yavaş yavaş yaklaşırken, yavru kedi tüm ihtişamı ile tüylerini kabarttı ve ben Milo’yu oradan uzaklaştırma fırsatı bile bulamadan, Milo’ya pati attı.

Benim yavru Milo’m, daha ne olduğunu bile anlamadan, kedi korku ile oradan uzaklaştı ve Milo da ardından bakakaldı…

Milo, temiz duygularla yaklaştığı bir canlıdan ilk defa beklenmedik bir tepki alıyordu. O zaman içimden, “Gerçek hayata işte şimdi hoş geldin Milo” diye geçirdim.

Hayatta her zaman içimizdeki duyguların karşılığını bulamayacağımızın bir örneği olarak bu olayı yaşadıktan sonra, Milo ile yolculuğumuza devam ettik.

Aradan günler, belki de aylar geçti. Milo, kedilere beslediği saf sevgisini korumayı başardı ama her denemesinde kediler onu olumsuz bir tavırla karşıladı. Milo, onları incitmeden yavaşça yanlarına giderken, hep yara alan kendisi oldu.

Zamanla kazandığı tecrübelerinden sonra, Milo da kedilere onlar gibi davranmaya başladı. 'Onlar gibi' dediğime bakmayın, içindeki masum sevgiyi gizlemeye çalışsa da, hiçbir zaman onlar kadar acımasız olmadı; olamadı.

Milo, içinde ukde kalan kedilerle arkadaş olma hevesini, kendi çapında bir oyuna çevirdi. Artık kedileri gördüğünde narince yaklaşıp tanımaya çalışmak yerine, uzaktan onlara "Merhaba!" dercesine havlamasının ardından sanki kovalamaca oyunu oynayacaklarmış gibi, olduğu yerde zıplayarak onların koşuşunu izlemeye başladı.

Tek taraflı oynadığı bu oyundan ne kadar mutluluk duyduğu yüzünden okunabiliyordu. Çünkü kediler izin vermese de, Milo onlarla iletişim kurmanın yolunu bulmuştu.

Bizler de tecrübelerimizden çıkardığımız dersler doğrultusunda, gerçekleşmesini arzu ettiğimiz durumlar için farklı yollar bulmayı deneriz. Bazen isteklerimizden vazgeçmek de, bu derslerin bize öğrettiği değerler arasında kendine yer bulur.

Milo, kedilerle yaşadığı bu olaylar sonrasında, onların kendisine karşı olan ön yargısını aşamayacağını fark edip, onlarla arkadaş olma düşüncesinden vazgeçti. Ancak pes etmedi. Farklı bir yaklaşım benimseyerek, onlarla oyun arkadaşı olmayı başardı; onlar fark etmese bile.

Sizin hayatınızda da kediler olacaktır. Peki, siz vazgeçseniz de pes edenlerden mi olacaksınız? Bunu bir düşünün derim.

Çünkü bu hayatta her zaman başka bir yol vardır. O yolu bulabilmeniz umuduyla…