Konyaaltı’nda biri bana, “Türk müsün?” diye sordu. İranlılara ait bir emlak bürosunu arıyormuş. Çok absürt, uçuk bir durum. Necip Fazıl’ın ‘Sakarya Türküsü’nde söylediği gibi; “Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya”. Aslında bu dizeler durumu tam karşılamıyor, çok da ezik ve sancılı duruyor; ama aklıma geliverdi işte. Konunun absürtlüğü şudur ki; Antalya’da İranlılara ait ve İranlılara hizmet veren emlak ofisleri var, bir İranlı da bunlardan birinin yerini, “Türk müsünüz?” diyerek bana soruyor. Sadece İranlılara değil, Ruslara, Ukraynalılara, Araplara, Almanlara hizmet veren emlak ofisleri de var Antalya’da. Türkçe tabelaların yüzdesi giderek azalırken, Rusça, Farsça, Arapça tabelalar büyüyor, yayılıyor, her alana giriyor. Gözümüze fazla geldiği için yazıyor değiliz bunları, öznel bir gözlem değil yani; TÜİK verileri de doğruluyor gidişatı. 

Tahliye davaları patladı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) birkaç gün önce emlak raporu yayınladı. Buna göre, Eylül ayındaki konut satış sayısı, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 9.5 gerileyerek 102 bin 656’ya düştü. Ülke genelindeki tablo bu… İpotekli konut satışları yüzde 50 azaldı. 102 bin 656 gayrimenkulün satıldığı Eylül’de her 100 konuttan sadece 8’i krediyle alındı. Alım gücü diplere düşerken, bankalar da kredi musluklarını kapatmış durumda. Rakamlar yerinde durmaz, fiyatlar uçarken, ev, arazi, mal alabilen bir kitle de var tabii ki. Bırakın konut satış fiyatlarını, kiraların bile doruğa çıktığı şu günlerde Konyaaltı’nda, Muratpaşa’da oturduğu evi boşaltıp, Kepez’e, özellikle de Varsak bölgesine yerleşen arkadaşlarım var. Köyüne dönenleri bile gördüm. Ev kiralarına pik yaptıran sadece ekonomik tablo, kriz filan değil, kente yerleşen yabancılar da etken oldu. Özellikle Rus-Ukrayna savaşıyla birlikte Antalya ciddi bir göç aldı. Kentte boş ev kalmadı, kiralar, satış fiyatları uçtu. Bazı ev sahipleri, mevcut kiracılarını çıkartıp Ruslara, Ukraynalılara filan vermek için takla üstüne takla attı. Tahliye davaları patladı. Ev sahipleri ile kiracılar karakolluk oldu resmen. Bu gidişat halen sürüyor. Hız kesmiş filan da değil.

Yabancının gözü Antalya’da

Fakat TÜİK rakamları, yabancılara konut satışlarında düşüş olduğunu söylüyor. Tabii kira ayrı, satış ayrı; ama aralarında bir paralellik de kalmamış demek ki. Biri diğeri açısından bir parametre değil artık. TÜİK’e göre, eylül ayında yabancılara 2 bin 930 konut satıldı. Yabancılara yapılan konut satışları, eylülde yıllık bazda yüzde 42 azaldı. Toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışlarının payı, yüzde 2.9 oldu. Yabancılara konut satışları ocak-eylül döneminde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 43.5 azalışla 28 bin 64 olarak gerçekleşti. Ülke uyruklarına göre en çok konut Ruslara satıldı. Eylülde Rusya vatandaşları Türkiye’den 722 konut satın aldı. Rusları 327 konutla İran, 191 konutla Irak ve 148 konutla Almanya vatandaşları izledi. Yabancılara yapılan satışlarda ilk sırayı 1007 konutla Antalya, 978 konutla İstanbul ve 211 konutla Mersin takip etti. Yani Antalya her zamanki gibi zirvede… Çok az farkla İstanbul takip ediyor, ama nüfus yoğunluğu ve büyüklüğe bakılınca, arada ciddi bir fark var.

Kendi ekonomisini üreten göç

Bu göç, doğal olarak kentin kimyasını, içeriğini, kültürünü, hatta fotoğrafını değiştiriyor. Yukarıda aktardığımız rakamları böyle algılamak, ete kemiğe büründürmek lazım. Aksi takdirde soğuk bir istatistik olarak duruyorlar bir köşede. Antalya’dan konut alan, buraya yerleşen yabancılar, beraberinde hizmet de isteyecek, kendi networklerini oluşturacak, bir ekonomi üretecekler. Antalyalı esnaf odası başkanları bir süredir feryat figan. Çünkü Antalya’ya yerleşen yabancılar kendi taksi ağlarını, okul servisi hizmetlerini kurmuş durumda. Bunların önemli bir bölümü kayıt dışı. Yani resmi değil, kaçak. Vergi ödemiyor. Kayıtlı kuyutlu olanlarda da ciddi bir artış var. Kendi emlak ofislerini, kuaför dükkanlarını, güzellik merkezlerini, kreşlerini, spor salonlarını açıyorlar. Antalya adeta bir koloniye dönüşüyor. Giderek bir kültürel, sonrasında da ekonomik çatışma ortamı oluşabilir. Kirada oturduğu ev boşaltıp, kent dışında daha ucuz bir yerlere taşınmak zorunda kalan da, taksici de, kuaför de, otobüste yer bulamayan vatandaş da homurdanıyor şu an. Bu homurtular ileride neye dönüşür, belirsiz. Umarım istenmeyen noktalara gelmez ve yine umarım ki etkililerin, yetkililerin bu konuda bir çözüm paketi vardır.