Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin internet sitesine girdiğimde milletvekilleri kısmındaki arama kısmına gelip Can Atalay ismini arattım. Gösterilen kayıt sayısı birdi. Şerafettin Can Atalay 28. Dönem Hatay Milletvekili yazıyordu. Özgeçmişinin üzerine tıkladığımda karşıma çıkan sayfa boştu, fotoğrafı yerine de meclisin logosu vardı. Acaba herkeste de böyle fotoğraf yok mu ve özgeçmiş kısmı boş mu diye merak edip hemen Saliha Sera Kadıgil’i arattım, gösterilen kayıt sayısı ikiydi, 27 ve 28. Dönem İstanbul Milletvekili yazıyordu, fotoğrafı vardı, özgeçmişi de yazıyordu.
Meclisin özgeçmiş kısmı boş görünse de 47 yaşındaki avukat Can Atalay’la ilgili internette biraz araştırma yaptığımda babasının muhasebeci ve annesinin bankacı olduğunu, tek çocuk olduğunu ve ilk ismini Türkiye İşçi Partisi Amasya İl Başkanı'yken 1971'de siyasi bir suikastle öldürülen amcası Şerafettin Atalay'dan aldığını okudum. Çocukluğu ve gençliğine dair imrendiğim yerler oldu; ailesinin çevresi dolayısıyla Aziz Nesin, Yaşar Kemal, Can Yücel gibi hayran olduğum insanlarla küçük yaşta sohbet etme fırsatı bulmuş, ne büyük bir ayrıcalık, ne büyük bir şans...
Can Atalay; Soma faciası, Ermenek maden kazası, Adana öğrenci yurdu yangını, Çorlu tren kazası, Gezi Parkı’na AVM yapılması girişimine karşı kurulan Taksim Dayanışması, gazeteci ve yazarların düşünce özgürlüğü gibi kamunun vicdanına dokunan ve vatandaşlar olarak her birimizi ilgilendiren büyük toplumsal konularda avukatlık yapmış. Sonrasında ise Gezi Parkı davasında yargılanarak geçtiğimiz sene 18 yıl hapis cezası aldı.
Bu sene Barış Atay’ın kendini ikinci plana atıp Hatay’dan milletvekili adayı olmak yerine Can Atalay’ın Hatay’dan ilk sıradan milletvekili gösterilmesi sonucu, Can Atalay Türkiye İşçi Partisi’nin Hatay milletvekili oldu.
Hüda-Par milletvekilleri yemin edecek mi, meclis gerilimli geçecek mi, neler yaşanacak diye herkesin merakla beklediği Türkiye Büyük Meclisi açılışı ve yemin törenlerinde 14 Mayıs’ta milletvekili seçilen, 25 Mayıs’ta mazbatasını alan, 30 Mayıs’ta sonuçların resmi gazetede yayımlanmasından sonra 2 Haziran’da TBMM’ye kaydı yapılan Can Atalay, hâlâ cezaevinde olduğu için milletvekili yeminini edemedi.
1982 Türk Anayasası'nın 83’üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre, “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hâli ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasa'nın 14'üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bildirmek zorundadır”. Yine aynı maddeye göre “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçimden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımını işlemez” (m.83/3). “Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır (m.83/4). “Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki siyasî parti gruplarınca, yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz” (m.83/4)... Yani şu durumda halkın seçme hakkı ve iradesiyle seçme özgürlüğüyle seçilmiş bir milletvekili, yasama dokunulmazlığından faydalanamıyor.
Halkın seçtiği bir milletvekilinin, dokunulmazlığı olan bir milletvekilinin bile bu şekilde cezaevinde tutulması, sade bir vatandaş olarak beni kendime, geleceğime ve hukuka dair çok huzursuz ediyor, endişelendiriyor.
Dün bir arkadaşıma “Mutlu musun” diye sorduğumda “Mutluyum ama endişeliyim, tedirginim” demişti. Kendi küçük dünyalarımızda mutlu olsak da huzurlu değiliz. Bu toplumsal huzuru herkesin, hepimizin hissedebilmesi için adalete ve hukukun işlemesine çok ihtiyacımız var. En büyük güvencemiz olan anayasamıza uygun kurumlar, kuruluşlar, liderler ve vatandaşlar olduğumuzdan hiçbir şüphemizin olmadığı günlere…
Milletvekili Can Atalay
Funda Alpaslan Talay / Uzman Sosyolog
Yorumlar (1)