Zamanın getirdiği yeniliklerle birlikte hayatımızı yaşama şeklimiz de değişmeye başladı. Sosyal medyanın bu konuda etkisinin çok büyük olmasını bir kenara bırakarak yaptığımız bir eylemi gösteriye çevirmenin hayatımızdaki genel etkisini sizlere Milo ile birlikte anlatmak istiyorum.
Milo, kuru mama yemeyi seven bir köpek değildi. Kuru mama onun için yemeğin yanındaki atıştırmalıktan ibaretti. Onu hiçbir zaman ana yemek olarak görmedi fakat biz Milo’nun sağlığı için yemesi konusunda teşvik edici olmaya çalıştık. Bu teşvik, küçük çocuklara yapılan “Uçak geliyor” oyunları ya da “Yemezsen ben yiyeceğim” taktiklerinden oluşuyordu.
Milo eğer kuru mama yiyorsa ya bunu “Yoksa ben yiyeceğim!” söylemlerim sayesinde yapıyordu ya da bizden takdir almak amacıyla…
Herkesin takdirini almak istemek bir başka yazının konusu olarak köşede dursun; Milo’nun yaptığı davranışı bir gösteri olarak ele almaya devam edelim.
Hepimiz içerde otururken Milo birden salonun kapısını açar ve bize bakardı. Gözlerindeki o bakış “Bakın ben ne yapıyorum” bakışıydı. Onu takip edip yanına gitmeden kapıdan ayrılmaz, onunla beraber mama kabının başına gittiğimizde ise kuru mamasını yemeye başlardı.
Hiçbir zaman tek başına kuru mama yemedi… Hep bize göstererek yedi ve bunu bir gösteri haline getirdi.
Bu, Milo’ya göre sevmediği bir şeyi yaparken ortaya çıkan “Bak ben senin istediğini yapıyorum” deme şekliydi.
Bir köşede sessizce mamasını yeseydi eğer bizim isteğimizi yerine getirdiğini bilemeyecektik belki. Milo da zeki bir köpek olarak eğer bunu yapıyorsam haberleri olmalı diye düşündü.
Günümüz dünyasında da bazı olaylar bu şekilde ilerlemeye başladı. Bir şey yapıyorsak bunu birilerini görmesini sağlamaya çalışmak bambaşka bir bağımlılık olarak hayatımıza yerleşti.
Bize söylenen işi, bir kenarda herkesten habersiz yaptığımızda bu işi yapmadığımız sanılmaya başladı. Dikkat edilmesi gereken bir konuda karşımızdakini uyardığımızda, o kişi eğer buna dikkat ettiğini belirtmezse belki de bu konuyu o kadar önemsemediğini düşünmeye başladık… Belki de olması gereken bu iken bunu gösterişli hale getirmeyi alışkanlık edindik.
Kısacası hayatımızı koca bir gösteriye dönüştürdük. Artık bu sahne ışıkları üzerimizde olmadan yaşayamaz olduk.
Benim için gösterilmeyen duygular bir anlam ifade etmezken bu sahne bana o kadar da can sıkıcı gelmiyor aslında. Önemli olan dengesini ayarlamakta…
O zaman bu ihtişamlı ışıkların açılarını doğru ayarlayarak dengeli bir şekilde üzerimizde tutmaya devam edelim ve gösteri başlasın!