Fransa hükümet üyelerinden biri Napolyon’u, bir muharebede eleştirmeye kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek, ‘Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zapt etmeliydiniz’ gibi fikirler belirtmeye başlayınca Napolyon: ‘Evet’ demiş, ‘Oraları parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım!’
Türk devletinin sabrı tükenmişti, yavru vatandan katliam fotoğrafları geliyordu. Rahmetli Bülent Ecevit 20 Temmuz 1974’de, bundan 49 yıl önce Türk ordusunu Kıbrıs’a gönderdi. Bütün dünyayı karşısına aldı.
Bülent Ecevit’in emri şuydu; “Ayşe tatile çıksın”
Türk bayrağı o gün bugün orada çakılı.
Bu emri vermek büyük bir cesaret isterdi. Hele bir şair devlet adamı için bu çok zor bir karardı.
Ayşe tatile çıktı. Çok kan döküldü, çok şehit verdik, çok gazimiz oldu.
Kıbrıs Barış Harekâtı ile ilgili hamaset duygularınızı kabartmak istemem. İlgi duyanlar sosyal medyadan bu harekâtın nedenlerini bulabilir. Başta büyük siyaset adamı, dürüst insan Bülent Ecevit olmak üzere, bu harekâtta şehit düşen askerlerimize rahmet diliyorum. Bazıları ise hala akli dengesi bozuk olarak aramızda yaşıyorlar. Onlar, yavru vatandaki yurttaşlarını zulümden kurtarmak için canlarını verdiler. Bir amaçları vardı ve bu amaçlarını başarıyla yerine getirdiler.
Saygıyla anıyorum.
***
Hitler’i ayağa kaldıran Türk
Atatürk’ün “Dünyayı kaldıran Türk” diye seslendiği güreşçiyi bilir misiniz?
1936 yılı olimpiyatları Hitler’in Almanya’sında, Berlin’de yapılmaktadır.
Serbest güreşlerde Ahmet Kireççi adlı genç bronz madalya almış, Türk bayrağını ilk kez bir olimpiyatta dalgalandırmıştır.
Daha sonra grekoromen müsabakalara geçilecektir.
Bu kez, Erzincanlı Ali Pehlivan’ın oğlu, Yaşar Erkan adlı Türk genci tüm rakiplerini kaldırıp yere vurarak yener ve sıkletinde, dünya şampiyonu olup altın madalya kazanır. Tüm dünyayı titreten Hitler ayağa kalkar ve okunan İstiklal marşını selam vererek dinler.
Müsabakadan sonra duygularını açıklayan Yaşar Erkan şunları söyler:
‘Şampiyonluk kürsüsünde şanlı bayrağımız şeref direğine çekilirken kendimi tutamadım, gözlerimden yaşlar sel gibi aktı. Yüz yirmi bin kişinin ve Hitler'in önünde bayrağımızı şeref direğine çektirmek ve ayakta güzel marşımızı dinletmek zevklerin en güzeli ve en büyüğüdür.’
1986 yılında 75 yaşında aramızdan ayrılan bu yiğidimizin adı nerelerde yaşatılıyor, bilemedim, bulamadım.
Dünyayı ayağa kaldırmak böyle olur.
Yurt sevgisi böyle bir şeydir..