Ne olduğumuzu, kim olduğumuzu belirleyen nedir? İnsanlar bizi neye benzetirler ve bu benzetmeler, gerçekte kim olduğumuzla mı ilgilidir, yoksa sadece dışarıdan bir görüntü mü oluşturur?

Her gün, birer maske takarız. Toplumun bize dayattığı bir gerekliliktir bu. İş yerinde, arkadaşlar arasında, hatta aile içinde bile farklı roller üstleniriz. Ancak bu maskelerin altında gerçekten kim olduğumuzu bulabilmek için derinlere inmek gerekir.

Bazen, insanlar bizi neyle tanımlarsa, o olmaya çalışırız. Toplumun beklentileri ve kabulleri, bizim üzerimizde büyük bir etki yaratır. Belki de gerçek benliğimiz, neye benzediğimizin ötesindedir. Belki de gerçek kimliğimiz, sadece dış dünyanın yargılarından bağımsızdır. Kendimizi bulabilmek için, dışarıdaki kalabalığı susturmalı ve içimizdeki sesi dinlemeliyiz.

Yeryüzünde dolaşan her insan, kendi hikayesini anlatır. Kimi, yaşadıklarıyla, kimi ise yüz ifadesiyle; her biri, benzersiz bir deneyim sunar. Her insan, başkalarının gözünde farklı bir rol üstlenir. Bir kişi için kahraman olan, başkası için antagonist olabilir. İşte bu yüzden, insanlar sadece kendi gözlerimizle değil, başkalarının gözleriyle de tanımlanır.

Bazen kimliğimizi belirleyen, dış dünyanın bize yüklediği rollerdir. Kimi zaman, kendi özümüzü yansıtan bir ayna buluruz karşımızda, kimi zaman ise başkalarının beklentileriyle çarpışırız. Hangi durumda olursak olalım, önemli olan asıl olanın içimizdeki ses olduğunu hatırlamak sanırım. Bazen kendimizi bir aynada değerlendiririz. Kendi yüzümüzü inceler, kusurlarımızı ararız. Ancak ayna sadece yansıtmaktan ibarettir. Asıl önemli olan içimizdeki ışığın nasıl parladığı, aynanın ötesindeki. Başkalarının bizi nasıl gördüğü, aslında sadece onların bakış açısını yansıtır.

Geçmişimizi düşündüğümüzde, pek çok farklı karakterdeki insanla karşılaşırız. Kimi, bizi cesaretlendirir ve yolumuza ışık tutar. Kimi ise engeller çıkarır ve hayallerimizi zorlar. Ancak her biri bizim üzerimizde bir iz bırakır. Belki de insanın en büyük özelliği de budur; başkalarının etkisi altında kalarak, kendini yeniden şekillendirebilme yeteneği.

Belki de hayat, bir tiyatro sahnesidir. Her birimiz, kendi rollerimizi oynarız. Kimi zaman başroldeyiz, kimi zaman ise perde arkasında bekleriz. En önemli performansı, kendimize gerçekleştiririz. Kim olduğumuz, başkalarının bakış açısına değil, kalbimizin derinliklerine yansır.