Pek çoğumuzun güzel çocukluk hatıralarıdır altın günleri; annelerimizden babaannelerimizden kalma bir gelenektir. Bu hikayelerin hiçbir zaman kahramanı biz olmadık ama pastaya böreğe doyduğumuz en sevdiğimiz günler olarak hafızalarımızda yer aldı.

Şimdi o günlere bakıyorum da yoğun bir mahalle kültürü hissediyorum. Şu an bırakın mahalleyi, oturduğumuz apartmandaki komşularımızı bile tanımıyoruz. İnsanlar her geçen gün kabuklarına daha fazla çekilip yalnızlaşıyor. Özene bezene döşedikleri misafir odaları, tozlu ve yalnız.

O günlerde hazırlıklar birkaç gün önce başlar; temizlik, ikram derken evde tatlı bir telaş yaşanırdı. Pazardan, marketten artırdıkları paralarla altınlar alınır, kuralar çekilir, bu buluşma için gün sayılırdı. En masum yatırım şekliydi. Bu altınlar da yastık altı edilir, en zor zamanlarda ortaya çıkarılırdı. Kadınlar marifetleriyle birbiriyle yarışır, kocaman sofralar kurulurdu. Bu sofralardan arta kalanlar bile bizi mutlu etmeye yeterdi. Sohbetler, kahkahalar havalarda uçuşurdu. Altın günleri kadınlarda terapi etkisi yaratırdı.

Zaman geçtikçe bu ‘gün’ geleneği de kendisini güncelledi. Bu gelenek yeni bir boyut kazanarak sosyal medyanın ve modern yaşamın etkisiyle farklı bir hal aldı. Artık altın günleri sadece birikim yapma değil, aynı zamanda bir sosyal etkinlik ve trend haline geldi.

Artık buluşmak için evler tercih edilmiyor, bunun yerine popüler mekanlarda, lüks kafelerde buluşuluyor. Eskinin ev yapımı menüleri yerini özel sunumlu kahve ritüellerine, atıştırmalık tabaklarına ve hatta profesyonel organizasyonlara bırakmış durumda. Her gün için değişik değişik konseptler, artı kombinler oluşturuluyor. Sadece altınla da sınırlı değil; döviz, para, aklınıza ne gelirse…

Geçtiğimiz günlerde Balıkesir’den çok ilginç bir ‘gü n’ haberi geldi. Bu haber alışılmış bütün gün trendlerini geride bırakabilir. Balıkesirli ev hanımları her hafta bir araya gelerek birbirlerinin evlerini temizliyorlar. Sadece de temizlikten ibaret değil, hem işlerini yapıp hem de eğleniyorlar. Kendi aralarında sosyal bir aktiviteye çevirmişler. Kadınlardan birbirlerine tam destek diyorum. Bir evi düzenli tutmanın yolu düzenli temizlikten geçer ama bu işler asla bitmez. Bir kadının en büyük kabusudur. Verdiği sıkıntıdan bahsetmek bile istemiyorum. O yüzden böylesi bir temizlik günü, arkadaşların desteğiyle altından kalkılabilecek eğlenceli bir aktiviteye dönüşüyor. Biz de mi yapsak?

Eleştiriler çok, günün o geleneksel ruhunu özleyenler de var. Kimileri bu dönüşümü gelenekten uzaklaşma olarak görürken, kimileri ise değişen zamana ayak uydurma olarak değerlendiriyor. Sonuç olarak, altın günleri değişiyor ama dayanışma ruhu devam ediyor. Belki de asıl mesele, değişen dünyaya ayak uydururken eski değerleri kaybetmemek.