Öncelikle Demet Evgar’ı ekranlarda görmeyeli uzun zaman olmuştu. Enerjisinden ve neşesinden mahrum kalmıştık.
O da bizleri özlemiş olacak ki bir televizyon dizisiyle ekranlara döndü.
Demet Evgar nedense bende hep mutluluğu, eğlenceyi çağrıştırıyor. Yıllar boyunca '1 Kadın 1 Erkek' dizisine maruz kaldığım için olabilir. Demet Evgar’ın yüzü her zaman çok ilginç geldi bana. Kadın anime karakteri gibi kocaman gözleriyle her türlü duyguyu hiçbir şey yapmadan verebiliyor; buz gibi bakışla kötü hissettirirken gülümsediğinde etrafa bulaşıcı bir mutluluk saçabiliyor. Gözleri dışında mimikleri kullanmada da büyük bir yetenek, komik kadın ya…
Bahar dizisi bir Kore dizisi olan Doktor Cha’dan uyarlandı. Kore dizilerini ben de seviyorum. Aile ve toplum yapılarını güzel işliyorlar ve dram sevenlerin yüzünü güldürüyorlar.
Dizinin konusuna gelirsek büyük hayallerle tıp okuyan Bahar (Demet Evgar), eşi Timur’la yolları kesişince doktorluk mesleğini bırakıp 20 yıl boyunca ev hanımlığı yaparken ansızın gelen bir hastalıkla kendini hayatı sorgularken bulur. Burada büyük bir aydınlanma yaşarken ondan çalınan hayatı geri almak için verdiği mücadele anlatılıyor.
Dizinin drama boyutu çok üzüyor. Bir insanın kendinden, hayallerinden, isteklerinden vazgeçip tamamen başka insanların istekleri doğrultusunda yaşaması üzücü. Sabahın köründen gece yarılarına kadar 4 kişiyi memnun etmeye çalışıp kendine dair ne varsa her şeyi bir kenara itmiş fedakar bir anne, bir kadın izleyeceksiniz.
Dizideki diyalogları çok beğendim. Demet Evgar dışında diğer oyuncular da çok iyi. Hani mesela düşünüyorum, Timur karakterine kim can verebilirdi diye... Mehmet Yılmaz Ak’ı çok beğendim ve güldüm, çok iyi bir oyunculuk sergilemiş. Rengin karakterindeki Ecem Özkaya karaktere tam oturmuş. Buğra Gülsoy’un havalı sıradışı halleri de Evren karakterini coşturmuş.
Özetle izlerken karakterlerle oyuncular arasında bir uyuşmazlık görmüyorsunuz ve diziye anında adapte olabiliyorsunuz. Bir oturmuşluk var, uzun süredir izliyormuş hissi yaratıyor. Bölümler uzun ama içi doldurulmuş, izlerken akıp gidiyor.
Fark etmeden yaşayıp gittiğimiz bu hayatta şanslıysak ve yeterince cesursak uyanmalar yaşıyoruz. İnsan hayatın içinde o koşuşturmada kendisini unutuyor ve bir yaprak gibi savrulurken nereden başladığını ve nereye gideceğini hatırlamakta zorluk çekiyor.
Büyük bir inançla büyük hedeflerle çıktığımız bu yolculuk bizi bambaşka yerlere götürüyor. Yolda bunları düşünmüyorsun ama geldiğin noktada dönüp bir arkaya bakıyorsun ve işte tam da o an hiç alakasız bir yerde buluyorsun kendini. Sonrasında başlıyor sorgular, pişmanlıklar, hayal kırıklıkları ve sonsuz bir mutsuzluk…
Dizideki Bahar karakteri tam da kendini unutmuşlar için bir ilham kaynağı, büyük bir uyanış… Hadi bakalım mücadele başlasın. Kesinlikle izlenmesini tavsiye ederim.