Antik Yunan mitolojisinin en trajik karakterlerinden biridir Kassandra.

Psikolojide Kassandra Kompleksi diye geçer.

Gerçeği görüp o gerçeğe kimseyi inandıramamanın çaresizliği.

Kassandra Çaresizliği!

Mitolojideki hikâyenin kahramanı Kassandra.

Troya Kralı Priamos’un güzel kızı.

Kehanet tanrısı Apollon Kassandra’ya âşık olur. Aşkına karşılık vermesi için Kassandra’ya geleceği görme (kahinlik) yeteneğini bahşeder. Ancak Kassandra Apollon’u reddeder. Bunun üzerine Apollon verdiği hediyeyi geri alamaz ama ona korkunç bir lanet yükler: Kassandra geleceği görecek fakat hiç kimseyi gördüğü gerçeklere inandıramayacaktı.

Kassandra, kardeşi Paris’in öldürüleceğini, Truva’nın yıkılacağını, Truva Atı’nın bir tuzak olduğunu görür, defalarca uyarır. Ama kimse Kassandra’yı dinlemez. Sonunda şehir yanar, insanlar ölür. O ise haklı çıkmanın acısıyla sessizliğe gömülür.

Kassandra hikâyesi aslında mitolojik bir anlatı gibi görünse de özünde derin bir insanlık durumu ve toplumsal ders vardır. Gerçeği söylemenin yetmeyeceği, onu dinleyecek kulakların da olmasının gerekliliği

Kassandra’nın kaderi aslında bize şunu söylüyor:

Gerçeği görmek cesaret, söylemek fedakârlık, dinlemek ise bilgelik ister.

Türkiye’de de bilime, akla ve doğru söz söyleyenlere kulak verilmediği için Kassandra’nın lanetleri devam ediyor: Uyarılar yapılıyor, ama felaketler gelene kadar kimse inanmıyor.

Bugün Türkiye’de de sık sık Kassandra anları yaşıyoruz.

Bilim insanlarının, uzmanların, gazetecilerin söyledikleri çoğu kez kulak ardı ediliyor.

Yer bilimciler yıllardır büyük İstanbul depremi için uyarıyor. Zemin etütlerinin önemini, plansız yapılaşmayı anlatıyorlar. Ama felaket gelip kapıyı çalana kadar kimse dinlemiyor.

Ekonomide faiz indirmenin enflasyonu patlatacağı anlatılıp ‘Yanlış politika halkı yoksullaştırır’ deniliyor, dinlemiyorlar. Şimdi ise enflasyonun altında ezilen milyonlar onların haklı çıktıklarını gösteriyor.

Bugünkü yangınlar, kuraklık ve iklim krizi hep bu suskunluğun sonucu.

Türkiye’nin en büyük ihtiyacı da tam olarak bu.

Dinlemeyi bilmek. Çünkü bilimi, aklı, doğru sözü kulak ardı eden toplumların kaderi değişmiyor.

Kassandra’nın sesine kulak vermezsek, tarihin acı derslerini tekrar tekrar yaşamak zorunda kalırız.

Kassandra’nın hikâyesi aslında bize şunu öğretiyor:
Gerçeği söylemek cesaret ister, dinlemek ise bilgelik.

Cesaret bardağını da hep dolu tutmak.