Antalya Kaleiçi’nde, Kesik Minare’nin çapraz karşısındaki sokağın adı Kesik Minare’yle aynı adı taşıyor. Belediyenin yerleştirdiği sokak tabelalarında böyle görünüyor. Fakat internetten konum aratırsanız Aya İrini Sokak diye geçiyor. Şöyle tarif edelim o zaman: Kesik Minare’nin tam karşısındaki büyük yapı eskiden Öger Tur’un binasıydı. Şimdi butik otel oldu. İşte o otelin üzerinde bulunduğu parselin diğer ucunda, yani güneyinde bir inşaat faaliyeti var son günlerde. Tarif ettiğimiz bu Kesik Minare Sokağı’nın Hıdırlık Sokak’la kesiştiği bölgede yani…

SESSİZ SEDASIZ YAPILAN KAZI
Bu alan bir süredir sac levha, tel örgü filan gibi şeylerle çevriliydi. Önünden gelip geçenlerin göremediği, en azından fark edemediği bir şekilde bekletiliyordu. Kıyısından, köşesinden fotoğraflarını çekip sosyal medyada paylaşmıştım geçmişte. Çünkü burada bir kazı yapıldı ve eski bir yapının temeli ortaya çıkarıldı. Apsisli filan bir yapı… Apsis dediğimiz, yarım daire şeklinde örülmüş duvar. Böyle bir duvar gördüğünüzde bir kilise ya da şapel olduğunu düşünebilirsiniz. Bu kalıntılar da bir kiliseye mi ait acaba? Bilmiyoruz. Kaynak yok, veri yok, bilgi yok; öğrenmek için nereye başvuracağımıza, kime soracağımıza ilişkin bir prosedür de yok.

KORUMA KURULU YANIT VERMEZ
Aslında prosedür belli de, sorduğunuz sorular yanıtsız kalıyor. Koruma Kurulu’ndan bahsediyorum. Asla bilgi vermezler, kamuoyuna bir açıklama yapmazlar. Ayrı bir devlet gibidirler. Korudukları, hakkında karar verdikleri yapılar, eserler, bölgeler sanki halkın değil de, onların babalarının malıdır. Yılların gazetecisi olarak, başka bir örneğini asla görmediğim bir şeyden bahsediyorum. Cumhurbaşkanlığına sorun, yanıt alırsınız. Herhangi bir bakanlığa, belediyeye sorun, yanıt alırsınız. Valiye sorun, yanıt alırsınız. Devletin herhangi bir insanına sorun, yanıt alırsınız. Fakat Koruma Kurulu’ndan asla yanıt alamazsınız.

TARİHİ ESERİN ÜSTÜNDE İNŞAAT
Bu yazacağım konuda da bir deneyelim bakalım şansımızı. Aradığımız numara belki bu sefer yanıt verir. Bahsettiğim kazı alanının üstünde bir inşaatın yükselmeye başladığından bahsettik yazının girişinde. Tarihi bir eserin, kalıntının üstüne, tescilli bir alana inşaat yapmak için Koruma Kurulu’ndan onay almak gerekiyor. Projenizi hazırlayıp Koruma Kurulu’na götürüyorsunuz, inceliyorlar. Ya onay veriyorlar, ya da vermiyorlar. Eğer projeye onay verilmişse, belediyeye gidiliyor ve inşaat ruhsatı alınıyor. Alandaki inşaat yükünü, demirleri, beton kolonları fotoğraflarda görüyorsunuz. Tarihi kalıntının üzerine resmen çökmüşler, kazıdan çıkan duvarları betona gömmüşler. Bu nasıl oluyor?

Whatsapp Image 2025 03 04 At 17.45.50-1

SIFIRDAN YAPILAN ‘TARİHİ BİNA’
Kaleiçi’ni böyle, böyle yiyorlar. Eski yapıları, evleri, konakları restore etmek, onarmak meselenin bir boyutu. Bunun örneklerini zaten sürekli görüyoruz. Başka bir yol açıldı son yıllarda. Muhtemelen geçmişte bir konağın avlusu olarak kullanılmış, üzerinde herhangi bir yapı olmayan alanlara,  yerlere, yani boş arazilere, geleneksel Kaleiçi evi süsü verilmiş binalar inşa ediliyor. Sıfırdan tarihi yapı yani… Bu bahsettiğim alanda da herhangi bir tarihi ev, bina yoktu. Önünde yakın tarihe kadar taksi durağı vardı. İnşaat için kazmaya başladıklarında tarihi temel kalıntıları çıktı belli ki. Bir süre beklediler, sonra onay aldılar. Şimdi de giriştiler anlaşılan.

Whatsapp Image 2025 03 04 At 17.45.50 (1)-1