Adnan Dinçer deyince çocukluğum aklıma gelir.

Babamın elimden tutup Atatürk Stadyumu’na götürdüğü yıllarda bu armaya aşık olmamıza neden olan isimlerden birisidir Adnan Dinçer.

Anadolu takımlarındaki başarısının yanı sıra kaleci antrenörlüğünü Türkiye’de ilk defa uygulayan, ilk defa 14-16 yaş millî takımını kuran, ilk defa bir kadın futbol antrenörüne ekibinde yer veren hoca olarak Türk futbol tarihine geçmiştir.

Antalyaspor’u ise iki kez şampiyon yaparak tarihe geçen isimdir.

Önce 1985-86 sezonu sonrasında ise 1993-94 sezonları olmak üzere iki defa Antalyaspor’u Süper Lig’e yani o dönemki 1. Lig’e taşımayı başarmıştır.

Adnan Dinçer demek ‘Antalyaspor’ demektir.

Adnan Dinçer demek ‘şampiyonluk’ demektir.

Dün ise sosyal medyadaki bir paylaşım beni derinden yaraladı.

‘Vefa bir semt adı olarak kalmamalı’ şeklinde yapılan paylaşımda Türk futbolunun gelişmesinde büyük katkılar sağlayan, Türk futboluna önemli yıldızlar yetiştiren Adnan Dinçer’in evinden çıkamadığı kendisini ise Rıza Çalımbay haricinde kimsenin arayıp sormadığı belirtiliyordu.

Ben de sosyal medyadan paylaşım yaparak uzun yıllar Antalyaspor’a hizmet etmiş, şampiyonluklar yaşamış Adnan Dinçer hoca için kırmızı beyazlı kulübün harekete geçmesi ve gereğini yapması gerektiğini belirttim.

Antalyaspor Kulübü bu konuda mutlaka bir adım atmalıdır.

Hatta Adnan Dinçer hocayı Antalya’ya davet etmeli ve bir Antalyaspor karşılaşmasında ağırlamalıdır.

Örneğin Pazar günü oynanacak olan Beşiktaş maçında Adnan Dinçer’in Antalya Stadyumunda konuk edilmesi kendisinin tribünde yer alması çok da güzel bir hareket olur.

Yıllarca vurgulamaya çalıştığım nokta tam da budur.

Vefa bir semt adı olarak asla kalmamalı.

Özellikle Antalyaspor camiasında.

Bu kulübe yıllarca hizmet etmiş, emek vermiş eski başkanlar, yöneticiler, hocalar, futbolcular unutulmamalı.

Yaşarken bu isimleri hatırlamalıyız.

Yoksa onları kaybettikten sonra adlarına düzenlenen turnuvaların hiç mi hiç anlamı kalmıyor.