Kasım ayının ortalarına geldik. Yıllardır Antalya’da yaşasak da mevsim geçişlerine hatta son yıllardaki geçişlere bir türlü alışamadık.

Ağır bir yaz atlattık, şimdi kışa hazırlanmaya çalışıyoruz ama bu geçişi atlatmamız biraz zor görünüyor. Hava sıcaklıkları ülke geneline göre fazlasıyla iyi görünse de gün içinde değişken ve bu değişkenlik hasta ediyor.

Ne giyeceğimizi şaşırmış durumdayız. Sabah üşüyerek uyanıyoruz, giyinip çıkıyoruz sonra sıcaktan darlanıp soyunuyoruz sonra tekrar üşüyoruz. Döngü bu şekilde devam ediyor. Ne yazlıkları komple kaldırabildik ne de kışlıkları komple indirebildik. Ne giyeceğimizi şaşırmış durumdayız.

Grip, soğuk algınlığı kırıp geçiriyor. Koronadan önce virüs gelirdi, birkaç gün takılıp giderdi. İnsanlar ayaküstü atlatırdı. Şimdi en çok korkulan hastalık grip oldu. Geliyor, yapışıp gitmiyor. İnsanlar grip ve günlerce iyileşemiyor ki hatırlatırım daha kış gelmedi.

Kış olsa bu kadar olmaz. Galiba insanlar bu geçiş dönemini çok ciddiye almayıp gardını indiriyor ve bu sinsi virüs tepemizde hazır bekliyor.

Bu sabah bir uyandım burnum akıyordu. İnsan evde hasta olur mu? O kadar dışarda yürüyüşler, kamplar yap, üzerindeki tişört hiç kurumasın, sen gel evinin konforunda hasta ol.

Hani buna da çok gülüyorum. Hasta olup “Ben nerede hasta oldum, nasıl oldu…” şeklinde hastalığı sorgulamamız da komik, aslında beyin bu havada hasta olmayı kabul etmiyor. Ya da benim beynim kışa kurulu. Bir şekilde olmuşuz işte. Bir an önce yatağa düşmeden savunmaya geçmemiz lazım. Benim için hasta olmanın en korkutucu tarafı da eve mahkum, hareketsiz kalmak.

Benim en büyük kurtarıcım her zaman greyfurt olmuştur. Kendisi ölüyü bile diriltir. Mideniz sağlam ve düzenli ilaç kullanmıyorsanız öneririm. Ancak tesiri çok kuvvetli olduğu için ilaçların etkisini düşürebiliyor. O yüzden doktorunuza danışmadan tüketmeyin. Ben suyuna bayılıyorum. Araştırın, inanılmaz faydalı. Daha yeni yeni tezgahlarda görünmeye başladı (Greyfurta hasret kaldığım için güçsüz düşmüş olabilirim).

İlaç kullanmayı seven bir insan olmadığım için etrafımdan gözlemlediğim kadarıyla da bu yeni virüslere ilaçlar da çok tesir etmiyor. İnsanlar günlerce ilaç kullanıyor ama düzelemiyorlar. O yüzden doğal tedavi yöntemlerini tercih ediyorum.

Benim griple savaşma taktiklerim şöyle;

Listenin başında greyfurt suyu geliyor, her sabah bir bardak, sonrasında Antalya usulü bol limonlu tavuk çorbası, acılı tarhana çorbası, turşu, turşu suyu (sarımsak-sirke), keçiboynuzu pekmezi, bitki çayları; zencefil, zerdaçal, ıhlamur, kuşburnu ama poşet değil aktarlardan alıp demleme usulü tüketin. Bol su tüketin ve kendinizi eve kapatmayın, çıkın dışarı biraz temiz hava alın, egzersizleri ihmal etmeyin, hasta psikolojine girip karalar bağlamayın.