Aslında doğru düzgün yaşayamadığımız 2023’e veda etmek garip geliyor.

Bütün bir yıl boyunca ardından yetişmeye çalıştığımız bu yıl, hepimize ağır geldi. Gündemi ve olayları takip etmek, her sabah başka bir olaya uyanmak hepimizi biraz yordu.

Sanki planlarının gerisinde kalan evren, onlarca yıl yaşayacağımız kaosu bir yıla sığdırıp üstümüze saldı. Belki de ilerde yaşayacağımız olayların fragmanı gibiydi. 2023 hızlı ve öfkeliydi.

Peki biz 2023’te nasıl bir duruş sergiledik? Ne kadar eksildik, ne kadar çoğaldık? Toplumca yaşadığımız olayların dışında bireysel olarak çıktığımız bu yolculukta ne kadar ilerleme kaydedebildik? Değerlendirmeyi buna göre yapmak lazım.

‘Şunu yaşadık, bunu yaşadık’tan ziyade verdiğimiz tepkilerin hayatlarımızı şekillendirdiğini unutmamak gerekir.

Hayatımızın olaylara değil, olaylara verdiğimiz tepkilere göre şekillendiğini savunan 90/10 kuralından bahsetmekte fayda var. 90/10 kuralı; hayatın yüzde 10’u başımıza gelen olaylardan oluşur;  kalan yüzde 90 ise bu yüzde 10’a nasıl tepki verdiğimize göre değişiklik gösterir. Basit bir örnek verecek olursak sabah alarmı duymayıp işe geç kaldınız. Büyük bir gerginlikle yataktan fırlayıp bir posta eşinizle kavga ettikten sonra aracınıza atlayıp farkı kapatmak için trafikte terör estirip ağız dalaşı yapıp kazaya karışıp kaza yaptığınız kişiyle de kavgaya tutuşup kendinizi hastanede buldunuz. Eşinizle kavga ettiniz, aracınız hasar gördü, darp edildiniz, işinize gidemediniz, bütün bunlar sabah geç uyandığınız için oldu.

Tetikleyicilerin nefesini ensemizde hissederek yaşıyoruz. Kısacası bela, bir adım uzağımızda. Eğer teslim olursak her günün sonu felakete dönüşür.

İradeniz dışında gerçekleşen yüzde 10’luk bir olay yüzde 90’a galip geldi. Tetikleyicilerle savaşmanın en büyük silahı kontrol ve iradedir. Etrafımızda bizim irademiz dışında gerçekleşen olaylara karşı belirli bir iradeyle yaklaşmazsak yılın sonunda yılı; geçirdiğimiz en berbat yıl olarak değerlendirip bütün olumsuzlukları kendine çeken bir mıknatıs gibi hissederek yılı kapatırız.

Hayatımız üzerindeki kontrolümüz geçirdiğimiz yılın analiziyle doğru orantılı, olaylara bakış açımız ve irademiz hayatımızın özeti. Yılın değerlendirmesinde kendinize “tamam bunları yaşadık da bu süreçte ben ne yaptım” sorusunu sorun ama kendinize dürüst olun çünkü insan bu hayatta en çok kendisine ihanet eder. Sınırlar koyar çiğner, sözler verir tutmaz…

Bir diğer konu ise hayattan kopup hayal aleminde yaşamak, belki de hiç gelmeyecek olanı beklemek, hiç yaşanmayacak olanın hayalini kurmak. Geçmiş olsun ben yine de hatırlatayım hayat çok kısa.

Bir de çok gürültü yapıp hiçbir şey yapmayanlar; hedef listeleri çok uzun, hiçbir şey yapmadan “istediğim hiçbir şey olmadı, bu yıl benim yılım değilmiş” diyenler; arkadaşlar ‘bedava peynir ancak fare kapanında olur’. Çalışmadan uğraşmadan, hiçbir emek vermeden neyin olmasını bekliyorsunuz.

İnsan en çok kendi başına başardıklarıyla mutlu olur ve gelişir. Mutluluğun formülü ise kişiden kişiye değişir. Umarım 2024 her anlamda eksilmeyeceğimiz, ışıldayacağımız bir yıl olur.